nazlitoac.blogspot.com

27 Mayıs 2022 Cuma

Batum'da Kısa Bir Tur-GÜRCİSTAN

 Gürcistan gezimizin son durağı Batum...

( Baştan belirteyim; bu yayınım, 2018 yılının temmuz ayında gittiğim gezimin fotoğraf ve yazılarıdır. )

Efendim; Artvin ve Ardahan illerimize komşu olan, Yukarı Svaneti gezimizin ardından uğradığımız, Gürcistan'ın özerk cumhuriyeti Acara'nın başkenti Batum'u her ne kadar az gezsek de elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım. 

Sarp Sınır Kapısı'ndan yaklaşık 20 km. uzaklıktaki Batum'dan aracımızla ilk geçişimizde gördüğüm yoksul halkın yaşadığı teneke evlerin olduğu kenar mahallelerle, Mestia'dan Türkiye'ye dönerken uğradığımız şehrin meydanlarında yükselen binaların ve heykellerin şaşaalı görüntüsü, ben de epey tezat hisler oluşturdu desem sanırım abartmış olmam.

Tarihsel ve kültürel geçmişi ile turistlerin dikkatini çeken şehri, keşfedilmeye değer bulduğumu düşünüyorum. 

Turları tercih etmeyip bireysel olarak gitmeyi düşünürseniz, sınırda bekleyen minibüs ya da taksi ile Batum'a gitmek mümkün olabiliyormuş. Türk Lirası'nı şehirdeki döviz bürolarından kolaylıkla Gürcü para birimi Lari'ye çevirebilirsiniz. 

Batum şehir merkezine yaklaşırken ilgiyle izlediğim yol kenarlarında olan küçük yerleşim yerlerin bahçe ve otlaklarında en çok hurma ve mandalina gibi meyve ağaçlarına, ara-arada olsa arı kovanlarına rastladım. Haa bu arada serbestçe dolaşan domuz ve inekleri de unutmamam gerekir. 

Mestia dönüşümüzde kısa bir macera yaşadığımız ( Hükümetin izin vermediği ağaç kesimine karşı çıkan bir grup yerel halkın protesto amaçlı bariyer koyduğu yolda 4 saat kadar mahsur kaldık. ) anların ardından sabaha karşı geldiğimiz Batum'da bir kaç saatlik uykudan sonra başladık merkezde dolaşmaya. 


Batum Şehir Sokakları

Gelirseniz Batum'a size tavsiyem ünlü meydanlarına gitmeden önce eski şehrin Arnavut kaldırımlı sokaklarını dolaşmanız. Genellikle 2 ya da 3 katlı olan yapılar, birbirine bitişik ve düzenli şekilde inşa edilmiş. Gerçi sokaklarını fazla dolaşamadım ama gördüğüm kadarıyla çarpık yapılaşmaya hiç rastlamadım. Sonradan öğrendiğime göre de şehirciliğe fazlasıyla önem veriliyormuş.

Orta Camii

Türk büfe ve restoranların bolca olduğu Kutaisi Sokak'ta yer alan cami, soylu bir Müslüman Gürcü olan Hamşioğlu ailesinden Aslan bey tarafından 1886 yılında inşa ettirilmiş. Günümüze ulaşamayan Aziziye ve Ahmediye camilerin ortasında bulunduğu için Orta Camii denmiş. Ayrıca caminin duvarları da Lazlar tarafından boyanmış.

İpe boncuk dizen Gürcü Kadını

Batum, 1991 yılında Gürcistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Acara Özerk Cumhuriyet'inin yönetim merkezi olmuş. Uzun yıllar boyunca Persler, Roma İmparatorluğu, Moğollar, Osmanlılar ve Ruslar'ın egemenliğinde kalan Batum'un tarihi 3 bin yıl öncesine kadar uzuyormuş.

Çiçekçi beyefendinin mütevazı duruşu, sanırım Gürcüler'i temsil ediyor bence. Gördüğüm kadarıyla halkı hem yardımsever hem de güleryüzlü...Batum için Miracle ( mucizeler ) ve Love ( aşk ) şehri deniliyormuş.   

Poseidon Heykeli - Tiyatro Meydanı 

Neptün Çeşmesi üzerinde bulunan altın rengindeki Poseidon Heykeli ( Deniz Tanrısı ), Yunan mitolojisinde denizler, depremler ve atlar tanrısıymış. En önemli silahı üç dişli yabasıymış. Kaide ve heykel altın kaplamadan yapılmış. Çocuklar masumiyeti, kadınlar da bolluk ve bereketi simgeliyormuş.

İlia Chavchavadze Devlet Drama Tiyatrosu 

Tiyatro Meydanı'nında yer alan devlet tiyatrosu, ilk olarak kapılarını 1952 yılında açmış. Açıldığı yıl, Acara Özerk Cumhuriyeti'nin de en eski tiyatrosu ünvanını taşımış. Bina üzerindeki altın varaklı ağlayan ve gülen insan yüzü, mitolojideki tanrıları simgeliyormuş. 521 kişilik oturma kapasitesine sahip tiyatro binasının harika mimarisi ile görkemli Poseidon Heykeli meydanı eşsiz kılmış. Ayrıca meydanda beton yığını varmış gibi düşünmenizi istemem. Sağlı-sollu yeşil alanlar da meydanı tamamlamış.

İlia Chavchavadze Heykeli

Chavchavadze, 19. yüzyıl Gürcistanı'nın en önemli edebiyatçı ve siyasetçisi olmakla beraber ülkenin Rus boyunduruğundan kurtuluş hareketinde önemli rol almış. 
Heykeli görmek isterseniz tiyatro binasının arkasını dolanmalısınız. Hemen karşınıza çıkacaktır.

Memed Abashidze Evi Müzesi ve Heykeli

Gürcü yazar, politikacı ve halk figürü Memed Abashidze ( 1873 - 1937 ) , Acara bölgesinin Ruslar, Osmanlılar ve İngilizler tarafından işgal edildiği dönemlerde, Acara'nın Gürcistan'a geri verilmesi için sonuna kadar savaşmış. Abashidze, 1937 yılında Bolşevikler tarafından öldürülmüş. Bağımsızlık sonrası Gürcistan Hükümeti, Abashidze anısına hem caddeye ismini veriyor hem de evini müze haline getiriyor. 
Müze ve heykel, Avrupa Meydanı'nın hemen yanında bulunuyor. Meydana gelirseniz gözden kaçırmayın derim. Zira meydanın ihtişamından gözden kaçıranlar oluyormuş. 

Medea Heykeli - Avrupa Meydanı

2007 yılında ünlü Gürcü heykeltıraş Davit Khmaladze tarafından yapılan heykel, batı Gürcistan'ın eski bölgesi olan Kolhis'in zenginliğinin ve ihtişamının sembolüymüş.  Altın Post efsanesi, antik Yunanistan ve Gürcistan arasındaki ilişkileri yansıtıyormuş. Ayrıca turkuaz ve altın renkli heykel, 1 milyon Lari'ye yaptırılmış. Ayrıca dev sütundaki denizci figürler de görülmeye değer. 

Batum Astronomik Saat

Unesco tarafından koruma altına alınan eski Ulusal Banka Binası'nın üzerinde olan astronomik saat, Memed Abashidze Caddesi'nde, Avrupa Meydanı'nın hemen karşısında yer alıyor. Mimarisiyle dikkat çeken saat, Batum Belediyesi'nin isteğiyle Almanya'da yaptırılmış ve eski binanın cephesine yerleştirilmiş. Her saat başı çalan zilin yanısıra ayın, güneşin, burçların, gezegenlerin konumu, gündoğumu ve batımı, ayın dünya etrafındaki hareketi gibi bilgileri de gösteriyormuş. Ben görmedim ama benzeri Prag ve Venedik'de de varmış. Meydanın her bir köşesi görülmeye değer aslında. Umarım bir gün kendiniz görürsünüz. Hayran kalacağınızdan eminim.

Avrupa Meydanı'nda,  Barok mimari yapıların arasında eski Sovyetler zamanından kalma binalar da " ben de buradayım " der gibi kendini gösteriyor. Bir yanda rezidans otelleri, bir yanda yasal kumarhaneleri, bir yanda şaşaalı heykelleri, bir yanda da varlığını sürdürmeye çalışan eski renkli binaları...Mimarinin harmanlandığı meydan, oldukça ilginç gelmişti bana.

Avrupa Meydanı

Meydandaki yeşil renkli yapının mimarisine hayran kaldım doğrusu. Ne binasıdır acaba diye araştırırken sakinlerin dairelerde oturduğu apartman olarak çıktı karşıma. Adı Green Palm House ( Yeşil Palmiye Evi ) olan apartmanda, ayrıca günlük kiralama için daireler de varmış.
 Gelip de bir kaç gece kalmayı düşünürseniz bütçenize göre bu tarz daireleri kiralayabilir, meydanlarda yükselen beş yıldızlı lüks otellerde kalabilir, meydanlara yakın iki veya üç yıldızlı hotelleri ve eski şehirdeki hostelleri tercih edebilirsiniz.  

Türkler, Batum'a Laz Vegas diyorlarmış, biliyor muydunuz, valla ben bilmiyordum. Kumarhaneleriyle ünlüymüş de ondan işte. Dünyaca ünlü oteller zinciri olan casinolar epey rağbet görüyormuş burada. Ehh Türkler'de Las Vegas'a gidemeyince kapı komşu Batum'a sık-sık gider olmuşlar. Ben pek anlamam öyle şeylerden ama yine de paylaşayım dedim.

Piazza Meydanı

Mozaik ve vitraylarla süslü meydan, 2010 yılında Vazha Orbeladze tarafından 5.700 metrekarelik alana kafe, restoran ve otelleri kapsayacak şekilde inşa edilmiş. Yerli ve yabancı turistlerin dinlenme ve buluşma yeri olarak ün salmış.

Batum Bulvarı

Karadeniz kıyısına paralel uzanan 7 km. uzunluğundaki bulvar, 1881 yılında ilk yapıldığında 1,5 km. kadarmış. Alman mimar ve botanikçi Ressler'in planını uygulayarak 1881 yılında inşasına başlanmış ve 1884'de Fransız mimar Michael D'Alfons tarafından da tamamlanmış.
İsterseniz burada keyifli vakit geçirebilir ya da az ilerideki Rustaveli Caddesi'nden sağa sapıp 15 dakikalık mesafedeki Nuri Gel Gölü'ne ve 6 Mayıs Parkı'na yürüyüş yapabilirsiniz. Bulvar boyunca parklar, ağaçlar, fıskiyeli havuzlar ve heykeller çıkacaktır karşınıza. 

Bambu Ağaçları

Önceki fotoğrafa bakarsanız sağ taraftaki koruluk, işte bambu ağaçlarının olduğu yerdir. İtiraf etmeliyim ki böylesine dev bambu ağaçlarını ilk kez gördüm. 

Batumi Velo

Yok, ben yürümeyeyim derseniz bu gördüğünüz bisikleti kiralayıp şehir turu atabilirsiniz. Sahil boyunca hem yayalar hem de bisiklet sürenler için yollar yapılmış. Zamanımız olsaydı kesinlikle biner, şehir turu atardım. 

Alfabe Kulesi - Miracle Park

Tabii yanına kadar gitmeye zamanım olmadı. Ama kule öyle yüksek ki bir çok yerden görülebiliyordu. Nasıl görülmesin ki, tam 130 metreymiş kule. İspanyol bir şirket tarafından inşa edilmiş ve 65 milyon dolara mal olmuş. İnşaatı, 2010'da başlamış, 14 ay sonra da tamamlanmış. Kule, Gürcü alfabesinin 33 harfi ve insan DNA'sı sembolize edilerek iki sarmal şerit halinde tasarlanmış.  
Denize nazır Miracle Park, Batum'un en güzel köşelerinden biri bence. Yazdığım gibi zaman kısıtlı olduğundan yakınına gidemedim ama uzaktan görmüş olsam da size tavsiye ediyorum, gidin, görün. Özellikle Ali ve Nino'nun Aşk Heykelleri, Saat Kulesi, Deniz Feneri ve Dönme Dolap fotoğraf tutkunları için bulunmaz fırsattır. Zaten oraya gitmeniz de çok kolay. Batum Bulvarı'ndan ya da Tiyatro Meydanı'ndan saparak sahildeki parka ulaşırsınız. 

Virgin Mary Kilisesi ( Tanrı'nın Annesi Kilisesi )

Nikoloz Baratashvili Caddesi'nde bulunan kilise, Zubalashvili Kardeşler tarafından verilen bağışlarla, üç kubbeli ve Neo-Gotik tarzda inşa edilmiş. Yapımına 1898 yılında başlanmış ve 1902'de de tamamlanmış. Batum'un ana katedrali olarak ün salmış. Sovyetler Birliği zamanında kapatılan kilise, arşiv ve yüksek gerilim laboratuvarı olarak kullanılmış. 

Virgin Mary Kilisesi İç Mekan

1902 yılından 2000 yılına kadar sadece Katolik halkın ibadetinde olan kilise, 2000 yılından sonra alınan bir kararla Ortodoks halkının da kullanımına açılmış.
Görkemli kilisenin içerisine girdiğimizde ayin yapılıyordu. Sessiz olmamız gerekir diyerek pek çekim yapamadım. 

Batum Ermeni Apostolik Kilisesi

1873 yılında ilk yapıldığında ahşap malzemeden inşa edilmiş. Hasar görünce 1887'de tekrar yapılması istenmiş. Fakat maddi imkansızlıklar nedeniyle yapımı 1898 yılına kadar sürmüş. Kilise, Sovyetler döneminde kapatılıp yerine astronomi ve gökbilim derslerinin verildiği bir bina olarak kullanılmış. 1992 yılında Ermeni topluluğuna tekrar verilen bina, 1995'te ibadete açılmış. Konstantine Gamsakhurdia Caddesi üzerinde bulunan kilise, caddeye geldiğinizde hemen karşınıza çıkacaktır.

Batum Şarap Tadım Mekanı

Kafkaslar'ın verimli vadilerinde yetişen üzümlerden elde edilen Gürcü Şarabı, Unesco tarafından 2013 yılında Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesi'ne eklenmiş. 8.000 yıldır üzüm yetiştiriciliğine ve şarap üretimine ev sahipliği yapıyormuş Gürcistan. Başkent Tiflis yakınlarındaki arkeolojik buluntulara göre, şimdiye kadar bilinen en eski şarap üretimini gerçekleştirdikleri de belirlenmiş böylece.
Ehh gelmişiz buraya kadar, içeriyi görmeden gidilmez dedik ve girince şişeler dolusu raflar karşıladı bizi. Fiyatlar ülkemize nazaran biraz ucuzdu. İstediğinizi de tattırıyorlar. Haa unutmadan ekleyeyim, Gürcistan Milli İçkisi Chacha'yı da şifalı olması nedeniyle tavsiye ediyorlar. Hatta çok satılan bir içkiymiş. Tatları hakkında bir şey diyemeyeceğim. Tatmadım da, almadım da.

Batum Bulvarı'na geldiğinizde buradan direkt karşı yolu takip ederseniz sizi sahildeki iskeleye çıkaracaktır. 

Batum Sahili

İskeledeyken çektim bu kareyi. Batum Sahili  ülkemizdeki Karadeniz sahiline, en azından benim gördüklerime, hiç benzemiyor. Oteller, meydanlar, restoranlar, barlar bir adım kadar uzakta... Plajları ise çakıllı, geniş, tertemiz...Batum, denizle karanın muhteşem birleşimi...Subtropikal özelliğinden dolayı hem yemyeşil hem de nemli bir iklime sahip  olan şehir, önemli bir liman ve ticaret merkezi olduğundan 2007 yılından sonra mimari bakımından büyük değişim geçirmiş.

Demem o ki, sadece kimliğinizi alıp hoop Batum'a geliyorsunuz. Dil konusunu ise hiç merak etmeyin. Türkler nasıl oraya sık-sık gidiyorlarsa ( Özellikle Doğu Karadeniz illerimizden ) Gürcüler de bizim ülkemize geliyorlarmış. Gide gele öğrenmişler Türkçe'yi.

Bu gördüğünüz iskeleden sonra toplanıp aracımızla Trabzon havaalanına yol aldık. Batum fazla büyük olmayan bir şehir...Biz 2,5 saatte bu kadar yeri gezdiysek siz Batum'u 2 günde rahatlıkla gezebilirsiniz. Bir daha gitmek ister miyim, isterim tabii. Gideyim ki, göremediğim yerleri göreyim. Mesela, Romalılar tarafından M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilen Gonio Kalesi'ni çok isterdim görmeyi. Türkiye sınırından 4 km. kadar uzakta, Batum yolu üzerindeymiş. Neyse, sağlık olsun diyeyim. Gerçekten de Gürcistan'ın doğası akılda kalacak kadar güzel bir ülke. 

Sevgili Yudosk ailesine ve okurlarıma çok teşekkür ediyorum. Sevgi ve doğayla kalın. ☺