nazlitoac.blogspot.com

18 Nisan 2023 Salı

Plitvice Gölleri-HIRVATİSTAN

Doğa Harikası Plitvice Gölleri 

2017 yılında Yudosk ekibimizle gittiğimde acaba yeryüzünün cenneti burası olabilir mi diye sorduğum büyüleyici tabiatıyla Plitvice Gölleri Ulusal Parkı, Balkan turumuzun en muazzam duraklarından biriydi. 

Yaklaşık 300 km.lik alanı kapsayan doğa harikası park, Unesco Dünya Mirası Listesi'ne 1979 yılında girmiş. 

Hırvatça adı Plitvicka Jezera olan park, Hırvatistan'ın en büyük milli parkıymış.

Diyelim ki geldiniz, ki gelip görmenizi isterim, Ulaz 1 ( Giriş 1 ) ve Ulaz 2 ( Giriş 2 ) giriş kapılardan birinden 80 ila 300 Kuna arasında sezona göre değişen ücreti ödeyip parka adamınızı atıyorsunuz ( Gittiğimiz yıl sezonun yoğun olduğu zamandı ve 25 Euro civarına denk gelen Kuna'yı ödemiştik. 2022 yılında ise 40 Euro olmuştu giriş ücreti. ). Biz, rehberimiz Oğuz Baş beyin tavsiyesiyle Giriş 1 kapısından girdik parka. Görseli en güzel parkurlar, bu kapıdan oluyormuş. Girişin hemen arkasındaki panolardan, kalacağınız süreye ve yürüyüş performansınıza göre 7 parkurdan birini tercih edebilirsiniz. 

Efendim; Alpler'in Hırvatistan'daki uzantısı Mala Kapela sıradağların yamacında, 1250 ila 480 metrelik rakımlar arasında yer alan, yalnızca ülkenin değil dünyanın en önemli turizm cennetlerinden biri olan Plitvice Gölleri'nde arada bir büyünün etkisinden kurtulduğumda çektiğim mavi, yeşil ve turkuaz renkleriyle bezenmiş bir kaç kareyi sizlere sunmak isterim.

Plitvice Gölleri 

Parka girdiğinizde karşınıza çıkacak ilk görsel şöleniniz ahanda burası olacaktır. Girişten 10 dakika içinde gol 5 mi desem 10 mu desem, valla bilemedim. Daha ilk görselde, vay canınaa, nereye gelmişim, Elfler'in Diyarı'na geldim galiba  dediğimi dünmüş gibi hatırlarım. 😄
Fotoğrafa dikkatle bakarsanız yamaca konmuş ahşap yürüme parkurunu görebilirsiniz. 

Veliki Slap Şelalesi-Great Waterfall ( Plitvice Gölleri )

Parkın girişinden aşağıya doğru ilerledikçe Korana Nehri Vadisi'ne akan olağanüstü şelaleler iyice göz önüne serilmeye başlıyor burada.
Plitvice Gölleri, üst ve alt göller olarak ikiye ayrılmış. Göller, deniz seviyesinden 636 metre yükseklikten başlıyor, 503 metre irtifaya kadar yaklaşık 8 km. kadar iniyor. Göz kamaştıran Veliki Slap Şelalesi, 87 metre ile parkın en yüksek ve en ünlü şelalesiymiş.

Prošćansko Gölü-1 ( Plitvice Gölleri )

Bölgenin, 37 metre derinliğe ve 2,5 km. uzunluğa sahip ikinci büyük Prošćansko Gölü, biri büyük olmak üzere beş gölden oluşuyor. İsmini görünce aynı gölün başka açılardan fotoğrafları olduğunu düşünmenizi istemem. Kendimce göllerin ismi yanına numara koydum.

Prošćansko Gölü-2 ( Plitvice Gölleri )

Su, pırıl-pırıl...Bu satırları yazarken düşündüm durdum, daha önce böyle tertemiz, berrak göl gördüm mü acaba diye...l-ıh hatırlayamadım. Şimdi orada olmak vardı. Ağaçların gölgesinde oturup elinde bir kupa kahveyle hülyalara dalıp...Neyse...☺️

Milino Gölü ( Plitvice Gölleri )

Uzuun uzun yıllar boyunca coşkun akan Korana Nehri, vadinin kireçtaşı yapısını aşındırıyor. Aşındırdıkça önce bir göl, sonra da şelalelerle başka bir gölü oluşturuyor. Basamak gibi olduğunu düşünün. İnceleyen, araştıran uzmanlara göre bu döngü devam ediyormuş. Yani yıllar sonra göl ve şelale sayısı artacakmış.


Prošćansko Gölü-3 ( Plitvice Gölleri )

Kireçtaşının çözünmüş olması, suya düşmüş yaprak ve dalları zamanla taş haline dönüştürüyor. Bu yüzden görevliler göllerdeki dal ve yaprakları temizlemiyorlar. Ve göldeki katı maddeler suyu yükselttikçe kireçtaşının gözeneklerinden yakınındaki çukura akmaya başlıyor. 

 Malo Gölü ( Plitvice Gölleri )

Tee eskiden civarda yaşayan yerel halk, balta girmemiş bu ormandan korkmuş. Adına da Şeytan'ın Ormanı denmiş. Ne ağaç kesmişler ne de avlanmışlar...E haliyle vahşi hayvanların yuvası olmuş bölge. Bunlardan biri de bozayıymış. Efsaneye göre park, tek bir bozayı kalana dek var olacakmış.
Size tavsiyem, belirlenen rotalardan çıkmamanız. Her an yırtıcı hayvanla karşılaşabilirsiniz.


 Galovac Gölü ( Plitvice Gölleri )

1861 yılına dek yerel halk parkı umursamamış. O yıldan sonra parkı keşfeden saygın bir kaç kişi göl kenarına hem tesis ve konaklama inşa ediyor hem de doğal florasını korumak için çabalıyorlar. Il. Dünya Savaşı'ndan sonra bilim insanlarının dikkatini çeken Plitvice Gölleri, 1949'da milli park ilan ediliyor. İlan ediliyor edilmesine de 1960'lı ve 1970'li yıllarda film çekimi olana dek parktan pek kimsenin haberi olmuyor. Filmlerden sonra şöhreti artıyor parkın.

Veliki Prštavac Şelalesi ( Plitvice Gölleri )

28 metreyle turistlerin en çok ziyaret ettiği, bol fotoğraf çektiği şelaledir aynı zamanda. Yakınına gittiğinizde pıt-pıt damlalardan bolca ıslanırsınız. Oraya kadar gelmişim, elbette ıslanmaya değer.☺️ 

Kozjak Gölü ( Plitvice Gölleri )

45 metre derinliğe ve 82 hektarlık alanına sahip Kozjak Gölü, bölgenin en büyük gölüymüş. Parkı koruma bakımından tercih edilen elektrikli teknelerle giriş biletinizi göstererek ücret ödemeden tur yapabilirsiniz. Gölün çevresini yürümek isterseniz en az iki saatinizi alacaktır.

Plitvice Gölleri 

Bölgede nereye adımınızı atsanız karşınıza hep su çıkar. Etrafı kayın, çam ve ladin ağaçlarıyla kaplı ormanlarının çevrelediği, zengin bitki örtüsünün tertemiz suyla beslendiği, kuşların özgürce şakıdığı, şakır-şakır akacağını fısıldayan suları...Sanki medeniyetin henüz oluşmadığı, zamanın durduğu bambaşka bir aleme ışınlanmıştım.

Milino Gölü ( Plitvice Gölleri )

Su, bölgenin en önemli akarsularından olan Korana Nehri'nden doğuyor, yüksekliği değişen 100'den fazla şelaleye dönüşüp akıyor-akıyor ve büyüklü-küçüklü 16 göl ve onun rezervlerini oluşturuyor. Doğanın kendi kendine ürettiği buna mucize denmez de ne denir o zaman...
 
Plitvice Gölleri 

Göller aynı zamanda alabalık başta olmak üzere bir çok türde balıklara da ev sahipliği yapıyor. Yaban ördeği nasibini kapmaya çalışırken suyun berraklığında balıkları görmek bile mümkün.


Plitvice Gölleri 

Hırvatlar, göller çevresine florayı korumak için 18 km.yi bulan ahşap yürüme parkurları döşemişler. Bitkiler çiğnenmesin, toprağa basılmasın, suya ayaklar değmesin diye ellerinden geleni yapmışlar. 
 
Prošćansko Gölü-4 ( Plitvice Gölleri )

Farkettiyseniz her gölün rengi farklı. Kalsiyum karbonatla etkileşen içindeki katı maddelerden dolayı suyun rengi ona göre değişiklik gösteriyormuş. Botanikçilerin inceleyip araştırmaları sonucunda da 75'i endemik olmak üzere 1267 tür bitki varmış parkta. 

Prošćansko Gölü-5 ( Plitvice Gölleri )

Göllerde balıkları beslemek ve tutmak, avlamak yasak. Bitkileri ve çiçekleri koparmak, dalları kırmak yasak. Ateş yakmak, bankların dışında piknik yapmak, köpekleri tasmasız gezdirmek yasak. Sadece korucuların girmesi serbest olan rota dışındaki alanlara girmek de yasak. Kamp yapmak yasak. Kamp için izin alıyorsunuz ve ayrılan özel alanlara ücretini ödeyerek kamp yapabilirsiniz. Göllerde yüzmek yasak. Önceleri serbestmiş yüzmek. Ne zaman ki boğulmalar olmuş, 2008 yılında yasaklamışlar. Hatta göllere boğulanların ismini bile vermişler. Ahh unutmadan, kuşları, börtü böceği rahatsız etmemek için bağırmak da yasak. Valla Hırvatlar iyi yapıyor yasaklamakla. Katı kuralları olmasa böyle muazzam ötesi park olmazdı.
Yanlış hatırlamıyorsam İznik tarafıydı sanırım, 1500 rakımda yol geçmez, kervan geçmez ormanlık alanda yürürken ağacın dibinde çocuk bezi görmüş insanım. Yahu getirdin oraya kadar götür kendinle birlikte, eline mi yapışacak...Plitvice Gölleri'nde 13 km. yürüdüm, değil kağıt parçası, bir tane sigara izmariti bile görmedim.

Galovački Buk Gölü ( Plitvice Gölleri )

Yılda 1 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği göllere uğramak isterseniz mutlaka sabah erken saatte gidin. Yılın her mevsimi ve haftanın her günü açık olan parka sabah 9:00 civarında geldiğimizde bile uzun kuyruk vardı gişede. 1 saatin sonunda ancak parka giriş yapabilmiştik. Biletinizi asla atmayın. Biletinizle park içindeki tren ve tekneyle gezebilir tuvaletlerini ücretsiz kullanabilirsiniz. Haa bir de kural değişmediyse eğer o biletinizle iki gün de kalabilirsiniz. Tabii bunun için parkta konaklama imkanı da var. Konaklama, bilete dahil değil. Gitmeden önce iyice araştırma yapmanızı öneriyorum. En iyisi yerinizi ayırtmaktır. 
Parkın içinde bulunan birbirinden uzak kafe ve restoranlardan faydalanabilirsiniz. 
Yanınızda mutlaka yiyecek ve içecek olsun. Zira kafeleri bulmak oldukça zor. Yılın her mevsimi yağış olabiliyormuş. Ona göre tedbirinizi alın derim. 

Vee ben...Sağ olsun, sevgili eşim çekmiş fotoğrafımı.
   Plitvice Gölleri    

Göllere 130 km. uzaklıktaki başkent Zagreb'ten sabah erkenden yola çıktığımızda, inanın tarif etmekte zorlandığım böyle muazzam bir parka geleceğimi hiç sanmıyordum. Tamam, gitmeden önce burası hakkında kısa bir araştırma yapmıştım tabii. Ama canlı gözlerle görmek, öyle başkasının çektiği fotoğraflara bakmak gibi olmuyor. Hissediyorsunuz. Soluyorsunuz. Bambaşka bir dünyaya adım atıyorsunuz. Renklerine aşık oluyorsunuz. Nutkumun tutulduğu bu yeri, bilmem anlatabildim mi...☺️




7 Nisan 2023 Cuma

Kitaplığım

 Bugün, kitaplarımın tozunu alıp yeniden düzenlemek isterken aklıma her yıl mart ayının son pazartesine denk gelen haftada Kütüphaneler Haftası kutlandığı geldi. Kimseden de ses çıkmayınca, unutmuşum. 

6 yıl önce yeni evimize taşındığımızda yaptırdık bu kitaplığı. Önceki evimizde yaklaşık 100 kitap alacak kadar raflı olanı vardı. Sığmıyor diyerek ya hediye ya da bağış olarak veriyordum kitapları. Şimdi kaç kitabım var, bilmiyorum. Bir ara sayarım. Sadece bir rafı bana ait değil. Kimya mühendisi çocuklarımın kimya ile ilgili kitaplarıdır onlar.

Geç de olsa, kutlu olsun efendim. 

Kitaplığım

Resimlerin olduğu yerde televizyon var. Kitaplar sığmamaya başlarsa televizyonu kaldırıp raf ekleyeceğiz. Doğramacımız Hüseyin Bey istediğimiz zaman yapacakmış. Orası da dolarsa, kimya kitaplarını çocuklarıma vereceğim. 

Belki kitapları incelemek istersiniz diyerek, yakın plan da çektim fotoğrafları.




Kurt Wallander Serisi

Dikkat ettiyseniz serinin bazılarında harf yok. Harfsiz olan üç kitabı yıllar önce alıp okumuştum. O kadar müptelası oldum ki kitapların, gerisi ne zaman gelecek ülkemize diye takip etmeye başladım. Vee en sonunda geçen yıl internette çıkınca karşıma derhal, hemen, acilen, aman bitmeden, stokta varken verdik siparişi. En üzücü tarafı, serinin bitmiş olması. Sayın Mankell, serinin sonunda komiser Wallander'ı yaşlandırdı, hasta etti onu. O haldeyken bile cinayeti çözdürdü ya, büyük yazar olduğunu bir kere daha kanıtladı.

Siz hiç bir kitabı tekrar okudunuz mu...O üç kitabı tekrar okudum. 10 kitap, bir ayda bitti. Bundan hiç gurur duymuyorum. Keşke bitmeseydi.