Yerli-yabancı turistlerin uğradığı, İstanbullular'ın buluşma noktası olduğu anıtın nasıl yapıldığı hakkındaki hikayeyi bilir misiniz? Bilmeyenler için kısaca anlatmak istiyorum efendim.
Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul'a gelen önemli devlet insanlarını ağırlarken meydanda yükselen bir anıta ihtiyaç duyuluyor. O yıllara kadar İstanbul'da Sultanahmet Meydanı buluşma yeriydi. Öyle bir meydan olsun ki hem kutlama, toplanma, tören yapılsın hem de cumhuriyeti simgeleyen anıt olsun. Bunun için komisyon kuruluyor. Önce Beyazıt Meydanı düşünülüyor. Cami ve imarethanenin olduğu meydanın tarihi dokusu bozulur gerekçesiyle kabul edilmiyor. Kentin tarihi kesimlerinden uzak bir yer arayışına giriliyor ve Taksim Kavşağı'nın uygun olduğuna karar veriliyor.
1925 yılında çalışmalara başlanıyor başlanmasına da anıtın yapımı için para gerekiyor. Henüz Milli Mücadele'den yeni çıkmış ülkede acil ihtiyaçlar varken heykel yapımına devlet bütçesinden karşılanması istenmiyor. Ve bir duyuru yapılıyor. Devletin görevlendirdiği özel yetkililer tarafından, kapı-kapı dolaşıp makbuz karşılığında bağış toplanacaktır. Halkın yanısıra en çok bağışı yapanlar da esnaf, tüccar, bankacı, gayrimüslimler oluyor.
Sonra anıt heykel yapımı için bir yarışma düzenleniyor. Yarışmayı daha önce Atatürk'ün büstünü de yapan dönemin en ünlü heykeltıraşlarından İtalyan Pietro Canonica kazanıyor.
Heykel olarak sadece Gazi Mustafa Kemal olması düşünülüyor önce. Pietro Canonica ise çeşmelerinden su akan ve kurnalarından taşan büyük bir havuzun ortasında Mustafa Kemal Paşa ile birlikte hem milli mücadeleyi hem de cumhuriyetin kuruluşunu simgeleyen anıt olmasını bir maket ve raporla komisyona sunuyor. Ve onaylanıp yapımına başlanıyor. Anıtın çevre düzenlenmesi görevi ise dönemin önemli mimarlarından Giulio Mongeri'ye veriliyor.
Bu esnada Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğrenciler arasında bir yarışma da düzenleniyor. Kazanan Sabiha Ziya Hanım ve Hadi Bara Bey, anıtın yapımında yardımcı olmak üzere İtalya'ya, Pietro Canonica'nın yanına gönderiliyor.
Anıtın yapımı 2,5 yılda tamamlanıyor. Ağırlığı 84 tonu bulan anıt, gemiyle Roma'dan İstanbul'a getiriliyor. Ve 23 gün gibi kısa bir sürede yerine yerleştiriliyor.
8 Ağustos 1928 tarihinde yaklaşık 40.000 kişinin olduğu büyük bir kalabalığın eşliğinde Meclis Başkanı Kazım Özalp Paşa tarafından görkemli törenle Cumhuriyet Anıtı'nın açılışı, mali sıkıntılardan dolayı çevre düzenlenmesi ve havuzu inşa edilmeden yapılıyor. Anıtı merak etmesine rağmen açılışa Mustafa Kemal Paşa katılmıyor. Açılıştan iki gün sonra Taksim'e gelir ve aracından inmeden anıtı izler. Zaten anıtın yapım aşamasından heykellerin nasıl olacağına varana kadar haberdardır Paşa. Bir sohbette sorulur, neden açılışa gitmedin diye. Sebebini de gösteriş olarak algılanmasına yol açmamak için diye cevap verir.
|
Taksim Cumhuriyet Anıtı
İstiklal Caddesi ve Sıraselviler Caddesi'nin kesiştiği noktada yer alan anıtın güney yüzünde, cumhuriyetin kuruluşundan sonraki Türkiye'nin modern çehresini temsil ediyor. Sivil giyimli Mustafa Kemal Paşa, bir yanında İsmet İnönü, diğer yanında Mareşal Fevzi Çakmak, arkasında Milli Mücadele'de Sovyetler'in desteğinden dolayı vefa gösterilen iki Rus general ve halkla görülüyor.
Geleneksel mimariden oluşan kemerli taş bir kaide içerisinde bronzdan yapılmış heykellerin yer aldığı anıtın yüksekliği 11 metredir. Kaidesi pembe Trentino ve yeşil Suza mermerinden yapılan anıtın iki yanına konulan kurnalarda olması gereken çeşmeler, mali sıkıntıdan ne yazık ki eklenememiş. |
|
Taksim Cumhuriyet Anıtı
Anıtın kuzey yüzünde Mustafa Kemal Paşa'nın Kurtuluş Savaşı'nda askerlerin komutasını yaparken Milli Mücadele yansıtılıyor.
Anıtın doğu ve batı yüzlerinde ise savaş ve barış sancakları tutan Türk Askerleri görülüyor. |
|
Taksim Cumhuriyet Anıtı
Sancak tutan askerlerin üst bölümünde çerçeve içinde birer kadın portresi de bulunuyor. Anıtın doğuya bakan tarafında işgal sonrası vatanı için ağlayan, esaret altında, yüzü peçeli son derece üzgün kadın portresi yer alıyor. |
|
Taksim Cumhuriyet Anıtı
Anıtın batı yüzünde ise Cumhuriyet ilanı sonrası gülümseyen, mutlu, peçesiz, çağdaş kadın olarak tasvir ediliyor.
Manevi değere sahip anıt dikildikten sonra Taksim, yeni bir kimliğe kavuşmuş oluyor. Cumhuriyet Dönemi'nin ilk önemli anıtı olma özelliğini taşıyan Cumhuriyet Anıtı, Taksim Meydanı'nın simgesi haline geliyor.
Cumhuriyet demek; bağımsızlık, özgürlük, demokrasi demektir!
Cumhuriyetim Çok Yaşa!
Cumhuriyetimiz'in 100. Yılı Kutlu Olsun!
|