Efendim; Batı Karadeniz ve Marmara Bölgesi'nin, kokusu, dokusu ve bitki örtüsü bakımından zengin, en ilginç, en mistik, en havadar doğasını barındıran Dokurcun Yaylası-Sülüklü Göl parkurundan bahsetmek istiyorum.
Sakarya ve Bolu ile çevre illerden rahatlıkla ulaşabileceğiniz Sülüklü Göl ve yaylalar, son yıllarda doğa tutkunlarının gözdesi olmuştur. Yok, ben sizin gibi yürümem, yaylalara çıksam yeter bana diyenlerdenseniz, her yıl temmuz ayının ilk pazar günü yöresel yemek ve sanatçıların olduğu, halk oyunlarının renk kattığı yerel festivallere de katılabilirsiniz.
Sakarya'dan gidecekseniz Akyazı üzerinden yaklaşık 70 km. sonra Dokurcun Mahallesi'nden güney istikametine sapıp stabil yolu takip ediyorsunuz ve ilk geleceğiniz yer, Dokurcun Yaylası olacaktır.
|
Dokurcun Yaylası-Akyazı-Sakarya
1370 metre rakımlı Dokurcun Yaylası'nda yer alan şirin yayla evlerinin yakınında aracımızdan inip kısa bir hazırlığın ardından başladık parkurumuza.
|
|
Davlumbaz Yaylası-Akyazı-Sakarya
Dokurcun Yaylası'nı geçtik, Davlumbaz Yaylası'na adımımızı attığımız sonsuzluk hissi veren ilk tepeye, Zirve deniliyormuş. Telefonumu cebimden çıkarıp 1-2 fotoğraf çekeyim dedim, baktım bizim ekiptekiler uçuyor. Amanın, geride kalmayı hiç istemem. :)
|
|
Davlumbaz Yaylası-Akyazı-Sakarya ( Sülüklü Göl )
Geldik Sülüklü Göl'ün büyüleyici güzelliği kuş bakışı olarak en iyi görülen 1465 metre rakımlı tepeye. Bence tüm övgüleri hakediyor bu görüntü. Sanki birisi gelmiş, toprağı kazmış, çukuru oluşturmuş, suyu doldurmuş, bitkiler çevresini sarmış. Ellerine sağlık eyy doğa ana! :)
Tee karşıdaki tepeler, Derindere Kaşı'ymış. İsmini kim koymuş, bilmiyorum, hakikatten de kaşa benziyor. Göle inmek için o tepeleri geçmek gerekiyormuş. Bitkinin olmadığı, taşlı çorak yamaç var ya, işte tepeden aşağı oradan inilecek. Önce ürkütücü göründü gözüme, ilk kez de bu parkura geliyorum, bakalım ne sürpriz çıkaracak karşıma, meraktayım. :) |
|
Davlumbaz Yaylası-Akyazı-Sakarya
Gezimizin en yüksek tepesi, burası...1580 metreye kadar çıktığımız bu tepede ağaç yok. Efendim; biz koştur-koştur yürümeyiz gezilerimizde. Böyle birkaç dakika kıpırdamadan sessiz kalarak doğanın sesini de dinleyerek tadına vara-vara yürürüz. :) |
|
Tavşansuyu-Mudurnu-Bolu
Akyazı-Sakarya sınırından Mudurnu-Bolu'ya geçiş yaptığımız vadiye bakan bu tepecikte uzun molamız oldu. Bana sorsalar, öğle yemeği için restoran mı burası mı diye. Burası derim. Ohh miss gibi, bol oksijen var, çay-kahve de içilen en güzel yer, daha ne olsun. :) |
|
Sülüklü Göl Tabiat Park-Tavşansuyu-Mudurnu-Bolu
Yaklaşık 800 metre kadar olan o dik taşlı yamaç inilmiştir efendim. Hani fotoğrafı diyenler olabilir. Amanın, ne fotoğrafı, başımı kaldıramadım ki. Sürekli başım önde, gözlerim bastığım oynak taşlarda ve kayan toprakta. Kayıp düşmemek için pür dikkat kesilmişim, fotoğraf çekmek aklıma gelmedi. Yamacın bazı kısımları öyle dikti ki zik zak çizerek indim. Günün macerası ahanda buymuş. İniş çok çok zordu. :)
Sonunda ormana girebildik. Parkurumuz, kâh hafif kâh dik inişle göle kadar, dökülen yaprakların hışırtı seslerinin hüküm sürdüğü orman içinde devam etti. |
|
Sülüklü Göl Tabiat Park-Tavşansuyu-Mudurnu-Bolu
Yaprak ve ağaç tarlaların arasında küçük göller de çıkıyor karşımıza. Sanki çölde bir vaha...Enfes bir görüntü. :) |
|
Sülüklü Göl Tabiat Parkı-Tavşansuyu-Mudurnu-Bolu
Sülüklü Göl'e giden parkur, devasa karaçam ağaçların olduğu orman içinde devam etti. Sonbaharı böyleyse ilkbaharı düşünemiyorum bile. Oksijenin kalitesi, tahmin ettiğimden de çok iyiydi. |
|
Sülüklü Göl-Tavşansuyu-Mudurnu-Bolu
Hedefimiz olan göl, 5,5 saatin sonunda çıktı karşımıza. Hava nasıl soğuk, anlatamam. Yaylalardayken 10, 12 derece olan sıcaklık, çukurda kalmasına rağmen göl çevresi 3 dereceye kadar düşmüştü.
Yaklaşık 300 yıl kadar önce meydana gelen tektonik hareketlerle oluşan toprak kayması ve çökme sonucunda, çukura dolan Hongurdak Deresi'nin suyuyla oluşmuş Sülüklü Göl. Etrafı gürgen, kayın, meşe, çınar, kestane ve çam ağaçlarıyla çevrili 1055 rakımlı gölün alanı yaklaşık 60 hektar ve en derin yeri de 35 metreymiş.
809 hektar alana sahip tabiat parkında, yabani hayvan ve ülkemizin çoğu yerinde türü yok olan endemik bitkiler de bulunuyormuş.
Öncesinde gölün adı, Sarıgölcük'müş. Sülüklerden dolayı 1990'lı yıllarda adını Sülüklü Göl koymuşlar. Yüzyıllarca sülüklere birşey olmamış, günümüze kadar yaşamışlar, insan denilen mahlukat göle balık getirip bıraksın, sonra da sülüklerin soyu tükensin. Böyle bilinçsiz kişiler yüzünden sülük kalmamış efendim. |
|
Sülüklü Göl-Tavşansuyu-Mudurnu-Bolu
Şu ana dek kaç göle gittim hatırlamıyorum, ilk kez böyle doğa üstü bir görünümle karşılaşıyorum. Bu gördüğünüz ağaç gövdeleri su içinde çürümeden gölle aynı yaştaymış. Öyle birkaç ağaç gövdesi de değil, tamı tamamına 183 adet varmış. Yazın göl seviyesi düştüğünde gövdeler iyice ortaya çıkarmış. Doğada ender rastlanan bir olay olduğundan ve göl çevresi doğal yetişmiş bitkileri barındırdığından 1987 yılında " Yaban Hayatı Koruma Alanı " statüsüne alınmış.
Göl ve çevresi, bir zarar görmemesine ya da doğallığından kayıp vermemesine rağmen her ne olmuşsa, sahip olduğu statü 2011'de Orman Bakanlığı tarafından kaldırılıp tabiat parkına çevriliyor. Parkın girişine kapı konuluyor ve Tavşansuyu Köyü Muhtarlığı bu kapıyı işletiyor.
Göle gelmeye karar verirseniz ya bizim gibi yaylaları geçip o dik yamaçtan inmeyi göze alacaksınız ya da aracınızla Sakarya-Akyazı ve Bolu-Mudurnu karayolu üzerindeki Tavşansuyu Köyü'nden Sülüklü Göl'e sapıyorsunuz ve 9 km. sonra varıyorsunuz. Göle gelen başka seçenek olmadığı gibi bu yolun devamı yok, yani son buluyor parkta. Göle yaklaştıkça yolun son 5-6 km.si bir hayli bozuk. Aracınız alçaksa tavsiye etmem gelmenizi. Göle araçla giriş, yasak. Park girişindeki otoparka aracınızı park edip yaya olarak giriş yapabilirsiniz. 2024 yılı giriş ücretleri; otomobil için 60 lira, kamp için çadır başına günlük 150 lira...Kişilerden ücret alınmıyor.
Toprak üzerinde yani yerde ateş yakmak kesinlikle yasak. Ateş yakmak için kimlik karşılığında girişte size kova benzeri kutu veriliyor. Külleri yere dökmek de yasak. Götürüp belirlenen alana bırakmak zorundasınız. Göl çevresinde tesis yok ama çeşme, su, tuvalet var. Yalnız tuvaletlerini kullanmadığım için ne durumdadır, bilmiyorum.
Telefonlar çekmiyor, haliyle internet de yok. Kamp için gelirseniz bence yakınlarınıza haber verin nereye geldiğinizi. Öyle istediğiniz yere de çadırınızı kuramıyorsunuz. Belirlenen alanda kamp yapabilirsiniz. Kesin olanı ise yiyecek ve içeceğinizi kendinizle getiriyorsunuz. Zira parkta satın alacak market yok.
Dibi balçık olduğundan gölde yüzmek yasak. Balık tutmak da yasak. Çöp atmak hele, hepten yasak. Sonradan öğrendiğime göre denetçiler sık sık kontrol ediyormuş. Hem parkur boyunca hem de gölde bir tane çöpe rastlamadım. Amanın nazar değmesin. :)
Bizi alması için geciken aracımızı bekleyeceğimize göl çevresinde biraz yürüyüş yaptık. Hafta sonu olduğundan kampçılar bir hayli fazlaydı. Bölgeye tam bir sessizlik hakimdi. Bir yanda pırıl-pırıl, tertemiz göl, bir yanda alabildiğine el değmemiş ormanın huzuru...:)
Yok, ben öyle kamp malzemesiymiş yüklenip taşıyamam ama yine de doğayla başbaşa kalmak için gelmek istiyorum derseniz park girişinin hemen sağ tarafında konforlu, çam ağaçlarıyla kaplı alana büyük çadırlarıyla kurulmuş, küçük bir tesis olan Ala Glamping'i tercih edebilirsiniz. En son fiyatına baktığımda günlük 6.000 liradan başlıyormuş. En iyisi kampın internet adresinden aratıp doluluk oranını, size uyup uymadığını, şartları, güncel fiyatlarını öğrenebilirsiniz.
Efendim; uzun yazdım, farkındayım, en son diyeceklerim var yine de. :) 15 km. yürüdüğümüz Dokurcun Yaylası - Sülüklü Göl orta zorlu parkuru herkese tavsiye etmiyorum. Özellikle kalp, tansiyon, performans, kilo sorununuz varsa ve doğa yürüyüşüne ilk kez katılacaksanız, gitmeden önce bir kez daha iyice düşünün derim.
Doğa ve sevgiyle kalın. :) |
Nazlıcığım uzun bir süreden beri gezi yazısı gelmeyince merak etmiştim, sonra gripten muzdarip olduğunu biliyorum, dedim ki iyileşince yine güzel geziler yapar, okurlarla da paylaşır ama havalar da soğudu. Soğuklarda bilmem ki, nasıl gezilir diyordum. Ben herkesi kendim gibi sanıyorum çok soğuklarda ekmek almaya bile gidesim gelmiyor.😂😂😂
YanıtlaSilBu yaylanın adını ilk kez duyuyorum, yalnız gölün ismi çirkinmiş😂😂😂güzelim göle keşke sülüklü ismini koymasalarmış ama olmuşa çare yok:) Gördüğüm kadarıyla ekip bayağı kalabalık. Gölün kuşbakışı fotosu çok güzelllll♥ Balıklar gelince sülükler gitmiş ha? Aaa! Şaşırdım.
Su içindeki ağaç gövdeleri de çok şaşırtıcı!
Telefonların çekmemesi kötüymüş, o zaman böyle yürüyüşlere telsizle filan gitmeli. Mazallah birine bir şey olursa diye...
Son uyarın iyi olmuş benim gibi yaşlı, çabuk yorulanlara göre değil:)
Eline sağlık Nazlıcığım, yine çok ilgiyle, çok keyifle okudum, uzun uzun fotolara baktım. Teşekkür ediyorum.
Sevgiler ♥
Çok haklısınız, uzun süredir paylaşım yapamadım. Bu yaz bir hayli yoğundum. İzmir'e gittim, geldim. Yurt dışı ve içinden çok kıymetli misafirlerim geldi. Kızım taşındı ve şimdi bu satırları onun evinden yazıyorum. Bugün tiyatro oyunu vardı. Evine yardıma geldim.:)
SilYaz sıcağında doğa yürüyüşleri yapılmıyor pek. Soğuk veya serin havalarda yürüyüş daha iyi oluyor. Efor harcandığından ve ona göre giyim olduğundan havanın etkisi pek etkilemiyor. Ankara'nın ayazı ve soğuğu, İstanbul ve çevresi gibi değildir. Ankara'da yaşasaydım sanırım ben de çıkamazdım dışarı. :)
Gölde o kadar çokmuş ki sülük, ilk adı olan Sarıgölcük'ü kaldırıp Sülüklü Göl demişler. Şimdi madem yok sülük, adını eskisiyle değiştirseler mi acaba diye düşünmüştüm hani. Sülük olmalı ki Sülüklü Göl demeye devam etsinler değil mi ama...:)
Doğada kamp yapanlardan şu ana kadar olumsuz bir durum duymadım. Tek başınaysanız ya da vahşi orman, yüksek irtifa gibi tehlike arz eden yerdeyseniz o zaman dediğiniz gibi haberleşme aracı mutlaka olmalı. Sülüklü Göl'de ise hem görevliler hem de kamp yapan komşular varken pek olumsuz bir durum olacağını sanmıyorum. Tabii tedbiri elden bırakmamak gerekiyor gene de. :)
Estağfurullah, hiç de bile yaşlı değilsiniz. Yorgunluk varsa, sağlık her zaman ön plandadır. Siz iyi olun, gerisi önemli değil.
Keyifle okumanıza memnun oldum. Çok teşekkür ediyorum kıymetli yorumunuza. Sizin de gönlünüze sağlık olsun.
Sevgiler...❤️
Parkur ve doğa şartları zorlu belli ki, fakat sayenizde ve rehberliğinizle gitmeye de pek gerek kalmadı ki zaten bize uzak; günübirlik bir mesafe olsa belkiydi ama oldukça detaylı anlatımınız ve enfes fotoğraflar sayesinde keyifle ve sıcak oda konforuyla tadını çıkarmış olduk, çok çokkk teşekkürler Nazlı Nanım:))
YanıtlaSilRica ederim, ne demek, asıl ben teşekkür ediyorum kıymetli katkınıza Sayın Buraneros. O hissi verebilmişsem ne mutlu bana.
SilGöldeyken çok üşüdüğümden o sıcak konforu bir an istediğimi hatırladım şimdi. Semaver başında keyif yapan kampçıların yanından geçerken o soğukta nasıl duruyorlar hayret etmiştim. Sanıyorum doğa tutkusu bu olsa gerek. :)
Sıcak oda konforuyla keyfiniz bol olsun. Mutlulukla kalın. :)
Zorlu fakat bir o kadar da muhteşem bir parkuru başarıyla tamamlamışsınız. Öncelikle enerjinizi, azminizi, doğa tutkunuzu kutluyorum Nazlı Hanım. Sayenizde güzel yerleri bizler de keşfetmiş oluyor, önden bilgileniyoruz. Eşimin ailesi İzmit'e yaşıyor. Oraları görmek için İzmit'e gittiğimiz bir zamana denk getirip mesafeyi kısaltabiliriz aslında. Ne kadar güzel bir ülkede yaşadığımızı hatırlattığınız için çok teşekkürler. Sevgiler
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum Yıldız Hanım. Parkurların bazı zorlu kısımlarında o cesaret bana nasıl geliyor, inanın anlamış değilim. Zihnim aman, dur, ne yapıyorsun diyor, zihnimi dinlemeyen bacaklarım öne adım atıp ilerliyor. :))
SilO taraflara yolunuz düşüyorsa, umarım denk getirip göle ve yaylalara gitme fırsatınız olur. Planınız, kışın en soğuk zamanında olursa bölgenin kar durumunu belirleyip ona göre hazırlıklı olmanızı tavsiye ediyorum.
İzmit çevresinde, yıllar önce defalarca gitmiş olduğum şahane parkurlara sahip doğası vardır. İzmit de en güzel ilçelerimizden biridir. Keşfettikçe, gidip gördükçe ülkemizin her bir köşesinin daha da yaşanılası olduğunu anlayabiliyoruz. :)
Rica ederim, ne demek Yıldız Hanım, ben de kıymetli katkınıza çok teşekkür ediyorum.
Sevgiler...
Kilo sorunumdan dolayı gezemezdim ama sâyenizde gezmiş kadar oldum buraları. :)
YanıtlaSilO hissi verebilmişsem ne mutlu bana Recep Hilmi Bey. Kilo sorununuz aşırı değilse, zaman içinde o sorundan kurtulacağınıza inanıyorum. Önce sağlık ve mutluluktur. Gerisi önemli değil. :)
SilKıymetli yorumunuza çok teşekkür ediyorum.
0,1 tonum çok değil. :)
SilBence de çok değil. :)
SilNe güzel yerler var ya. Bizde araba yok, gezmek isteyecek yakınım da yok, hiç gidemiyorum böyle yerlere. İyi gezmeler dilerim ve tanıtım için teşekkürler Nazlı Hanım. :)
YanıtlaSilSizin adınıza üzüldüm Duygu Hanım. İsteyip de gidememek zor tabii. Yakın çevrenizde mutlaka vardır doğa yürüyüşü yapan gruplar. Bu gibi gruplar sosyal medyayı çok kullanır. Bizim bu grupları keşfetmemiz bu sayede oldu. Bir grupla başlandı mı, diğer grupları da sohbet ederek öğreniyorsunuz. Çoğaldıkça hangi grup size yatkın, farklı parkurlar nelerdir, seçim size kalmış oluyor.
SilÜlkemizde öyle güzel yerler var ki, gitmesek haberimiz olmayacak. Keşfettikçe daha fazla gitme isteği doğuyor. Bir müddet sonra da bu yürüyüşler bağımlılık yapıyor. :)
Ben de size iyi gezmeler diliyorum.
Rica ederim, ne demek, asıl ben teşekkür ediyorum değerli yorumunuza. :)
doğa gezileri yürüyüşleri en güzel şey yaa :) sülüklü göl bilmiyom aklımda olsun :)
YanıtlaSilDoğa yürüyüşü gibisi yok, bence de en güzel şeyi sevgili deeptone.
SilGidene kadar Sülüklü Göl'ü ben de bilmiyordum. Umarım oralara gitme şansınız olur.
Çok teşekkür ediyorum kıymetli katkınıza. :)
Davlumbaz Yaylası-Akyazı-Sakarya daha önceki yıllarda gitmiştim. Yine gideceğim yakında hedeflerimde orası var :D
YanıtlaSilNe iyi etmişsiniz gitmekle. Enfes bir doğaya sahip oralar. Sadece hedefiniz yaylalar mı bilemiyorum, Sülüklü Göl'e de belki uğrarsınız.
SilUmarım hedeflerinizi gerçekleştirirsiniz. Şimdiden iyi gezmeler size...:)
Teşekkür ederim oralara kadar girmişken oraya da uğramamak olmaz tabi :)
SilHaklısınız, uğramamak olmaz tabii. :) Güle-güle gidin Sinan Bey.
SilTeşekkür ediyorum kıymetli yorumunuza. :)
Rica ederim ne demek her zaman gelirim :D Çay var mı? :)
SilOlmaz olur mu, kahve de var. Afiyet olsun şimdiden. :)
SilTeşekkür ederim :D
SilMerhabalar.
YanıtlaSilBatı Karadeniz ve Marmara bölgesinin dokusu, kokusu ve bitki örtüsü bakımından zengin bir bölge. Ancak, Türkiye'nin tüm sanayisini Marmara bölgesinde kurmak için sanayiciler, imalatçılar, üreticiler birbirleri ile yarışıyorlar. Marmara bölgesinde herhalde yaşanacak ve hava alacak yer kalmadı sanıyorum.
Batı Karadeniz ve Marmara bölgesinde bulunan Dokurcun yaylası Sülüklü göl doğa yürüyüşü parkurundaki 15 km. doğa yürüyüşle ilgili paylaşımınızı okudum. Her ne kadar yaşım 69 ve yamalı yorgana dönmüş olsam da bu parkura katılsam başaracağıma inanıyorum.
Doğa yürüyüşlerinin çok güzel, keyifli ve eğlenceli olduğunu paylaşımlarınızdan anlıyorum. Ne güzel! Eliniz ayağınız tutarken, doğa yürüyüşlerini hiç kaçırmayın. Çünkü her şey zamanında.
Paylaşımınız çok güzeldi. fotoğraflarla da takviye edilince okuması daha bir keyifli oluyor. Paylaşım için teşekkür ederim. Emeğinize sağlık.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey...
SilSize katılıyorum. Hem tüketicinin yoğun yaşadığı hem de Asya ve Avrupa'yı bağlayan köprüden tutun da çalışan kesimin fazla olmasına kadar Marmara Bölgesi, sanayicilerin, imalatçıların, üreticilerin gözdesi olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bölgede henüz el uzatılmamış yerleri, ki bu sevindirici bir durum, hâlâ var. İstanbul'a yakın çevre il ve ilçelerinde şu ana kadar çok defa doğa yürüyüşüne katılmışımdır. Her seferinde de bakir kalmış olduğunu gördüğümde hayret etmişimdir.
39 yıl oldu İstanbul'da yaşayalı, ilk yıllar şehri kalabalık, beton yığını olarak benimsemiştim. Ne zaman ki merkezden uzaklaşıp kırsal yerlerini gezmeye başladım, şehrin farklı yönlerini ancak gözlemleyebildim.
Nefes alınacak, yaşanılası yerlerinin uzun ömürlü olması dileğimdir. Umarım tek bir çivi dahi çakılmaz, hep böyle kalır.
Siz yürüyüş yapmayı seven birisiniz. Bu parkura katılsaydınız eminim başarırdınız. Bakınız, parkurlara 25-30 yaşında gençler de katılıyor, 70 yaşında yaş almışlar da katılıyor. Yaş, hiç önemli değil. Yeter ki sağlık yerinde olsun. Tez zamanda yamalı yorgandan kurtulmanızı temenni ediyorum.
Biz de elimizden geldiğince, fırsat buldukça, sağlığımız engel olmadıkça yürüyüşlere katılmayı bırakmayalım diyoruz ama dediğiniz gibi her şey zamanında olur.
Paylaşımımı beğenmeniz benim için onurdur. Okuyup, kıymetli yorumunuzla değer kattınız.
Ben de size çok teşekkür ediyorum.
Saygılar, selamlar...
Çok güzel yerler umarım bize de gitmek kısmet olur...
YanıtlaSilUmarım gitmek size de kısmet olur. Evet, doğası bozulmamış, çok güzel yerler. :)
SilTeşekkür ediyorum kıymetli yorumunuza.
Muhteşem bir rota, sizin anlatımınızla daha da güzel olmuş. Doğanın güzelliğini sergileyen fotoğraflara bakmaya doyamadım, ne güzel detaylı yazmışsınız. Ben de hep heves ederim ama uzun yürüyüşlere dayanıklılığım olmadığı için cesaret edemiyorum. Hem ayaklarınıza hem kaleminize sağlık, sevgilerimi iletiyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum Deniz Hanım. Beğenmenize memnun oldum. Rotanın olduğu bölge, görülmesi gereken muazzam bir doğaya sahip. Umarım bir gün oralara gitme şansınız olur. Eminim sizin eşsiz anlatımınızla daha da değer kazanacaktır.
SilYürümeyi seviyorsanız öncelikle kolay ve kısa parkurlarla başlamanızı naçizane öneriyorum. Sonrasında uzun ve zorlu parkurlara geçiş yaparsınız. Güveniniz kendiliğinden gelecektir o zaman. :)
Sizin de gönlünüze sağlık olsun.
Ben de sevgilerimi iletiyorum.
90 lı yıllarda gezdiğim bir parkur, yazınızı okurken nostalji yaşadım. <3 Gezi gruplarıyla gezmek güzeldir ancak gruptakilerin uyumu ile daha da mükemmelleşir. Bu anlamda şanslı olduğunuzu düşünüyorum, zira yazıda şu "Böyle birkaç dakika kıpırdamadan sessiz kalarak doğanın sesini de dinleyerek tadına vara-vara yürürüz." cümleniz takdire şayandı. Zaten sindire sindire geziyi yapmak, doğanın gerçek tadına varmakla oluyor. Yazıda çevre kuralları ile ilgili cümleleri okuyunca gerçekten çok mutlu oldum, doğa orada yüzyıllardır var ama bizler mahvetmezsek. Özlemiştik yazılarınızı, teşekkürler bu paylaşıma. :)
YanıtlaSilBu parkura gitmiş olmanıza ve nostalji yaşamanıza çok sevindim sevgili Sezer Hanım.
SilAhh evet, uyumlu grup oldu mu, beraber gezmek daha da keyiflidir. Bir doğa yürüyüşçüsü bu hisleri gayet iyi anlar ve siz de çok iyi bilenlerdensiniz.
Şu ana kadar çok grupla gitmişizdir yürüyüşe. Bazı gruplar var ki, sanki maraton koşusu gibi hızlı ve uzun mesafelere gidiyor. Eşim ve bana göre tadı olmayan, etrafı görmeden yürüyüş, yürüyüş olmaktan çıkıyor. Elbette seven var bu tarzı. Ehh yaşımız da genç değil, kendi performansımıza uygun gidiyoruz parkurlara.:)
Siz de bilirsiniz ki, yaylalar ve Sülüklü Göl parkurunun ulaşımı çetrefilli olduğundan bölgeye, yürüyüş yapan doğa severler dışında gelen pek kimse olmuyor. Gelen grupların ilk kuralı çevreye çöp atılmaması, kendimizle götürülmesidir. Bu kural uygulandıkça doğa hep temiz kalacaktır. Tabii bu kural tüm dünya için geçerli olsaydı, çok daha şahane olurdu. Ne yapıyorsa, insan kendine yapar. Dediğiniz gibi doğa daima yerinde, iş ki insan sahip çıksın.
Ben de özlemişim sevgili blogdaşlarımın paylaşımlarını. Fırsat buldukça her birini ziyaret edip yazılarını okuyacağım. :)
Rica ederim, ne demek, asıl ben teşekkür ediyorum değerli katkınıza. :)
Çok detaylı ve akıcı bir yazı olmuş, okurken kendimi o parkurda yürürken hayal ettim! 🙂 Dokurcun Yaylası ve Sülüklü Göl'ün doğasına hayran kaldım, hele Sülüklü Göl'ün mistik atmosferini tasvir ettiğiniz kısımlar gerçekten çok etkileyiciydi. Doğa severler için rehber niteliğinde bir yazı olmuş. Bu kadar ayrıntılı bilgi verdiğiniz için ayrıca teşekkürler. Sanırım bu rotayı deneyimlemek şart oldu! 💚
YanıtlaSilRica ederim, ne demek Zeynep Hanım, o duyguyu verebilmişsem ne mutlu bana...Bu rotaya gitme şansı bulduğunuzda eminim daha da hayran kalacaksınızdır.
SilYazıyı beğenmeniz benim için onurdur. Sülüklü Göl'den ben de çok etkilendim. Gitmeden önce araştırma yaparken öğrendiğim gölle yaşıt sudaki ağaç gövdeleri çıplak gözlerle görmek oldukça şaşırtıcıydı benim için. :)
Umarım en kısa zamanda gidersiniz oralara. Kıymetli katkınıza çok teşekkür ediyorum. ❤️