Göğe Uzanan Dağlar Ülkesi Kırgızistan-Bişkek
Atalarımızın topraklarından Kırgızistan'daki son durağımız başkent Bişkek...
1800'lü yıllarda bölgeyi ele geçiren Ruslar, kenti geliştirip ismini Pişpek olarak adlandırmışlar. Sonrasında 1926 yılında yeni kurulan Kırgız Sovyet Cumhuriyeti'nin başkenti olmuş kent. Hemen aynı yıl kentin adı, Bişkek doğumlu Rus devrimlerinde önemli rolleri olmuş olan Mikhail Frunze'nin anısına Frunze olarak değiştirilmiş.
1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Kırgızistan aynı yıl bağımsızlığını kazanınca Bişkek olarak kentin ismini çevirmişler.
Bu kısa tarih bilgisinden sonra gelelim kentte ufak bir tur atmaya.
Efendim; öncelikle belirtmek isterim ki, gezi programımıza göre Bişkek'te bir gece kalıp sabaha karşı Türkiye'ye öyle dönmekti. Tabii uçak biletlerimizi tee 7 ay öncesinden almışız. Madem gelmişiz buraya bir gün daha kalıp Bişkek'i gezelim dedik birkaç arkadaşımızla. Şanslıyız ki uçakta boş koltuk varmış, biz de bir sonra ki güne değiştirdik dönüş biletimizi. O bir günü de doyasıya değerlendirdik.
Haa unutmadan ekleyeyim, Frunze Caddesi'ndeki Grand Hotel'de fazladan kaldığımız bir gece oda-kahvaltı 2 kişi için 50 dolar ( 11 temmuz 2019'da dolar 5,67 Türk Lirası'ydı ) ödedik. Gitmeye karar verirseniz oteli kesinlikle tavsiye ederim.
Buyurun, Bişkek'i tanımaya...☺️
 |
Bişkek-Kırgızistan
İster köyde olsun ister kasabada, Kırgız halkı çiçeklere çok düşkün. Her evin avlusu meyve ağacı ve çiçeklerle bezenmiş. Hatta sokağa taşan meyve dolu dalları görünce gelen-geçen niye koparmamış diye de sordum hani kendime.☺️ |
 |
Oş Pazarı-Bişkek
Kırgızistan'a gelmeden önce kısa bir araştırma yaparken öğrendiğim, programda olmamasına rağmen ünlü Oş Pazarı'na gitme isteğimi kırmayan rehberimiz İsmail Kılınç hocama çok teşekkür ediyorum. Pazarda, sebze-meyveden giyim eşyasına, bakliyattan şekerlemelere ne ararsanız var. Pazara gittiğinizde, dillerini bilmiyorum, nasıl anlaşacağım diye sorarsanız endişe etmeyin. Mutlaka Türkçe bilen çıkacaktır karşınıza. Okullarında Türkoloji Bölümü varmış da. ☺️ |
 |
Oş Pazarı-Bişkek
Şekli bizim domatese benzemese de inanın çok lezzetliydiler. Ne de olsa organik. |
 |
Oş Pazarı-Bişkek
Dünyanın en eski ve en büyük doğal ceviz ormanının Kırgızistan'da olduğunu biliyor muydunuz? Ben de oraya gittiğimde öğrenmiştim. Arslanbop Ceviz Ormanı, deniz seviyesinden 1500-1800 metre yükseklikte yer alıyormuş.
Kuruyemişleri bizim alışık olduklarımıza hiç benzemiyor. Tadına vardığınızda eminim alıp getirmek isteyeceksiniz. |
 |
Oş Pazarı-Bişkek
Yüksek rakımların çiçeklerinden gelen lezzeti ballar...
Hangi eve ya da boz-üylere misafir olduysak tüm öğünlerde sofranın baştacı ballar, masalardan hiç eksik olmadı. Kırgızistan'a gitmeye karar verirseniz bence valizinizde boşluk olsun. Zira dönerken valizinizi doğal ürünlerle doldurmak isteyebilirsiniz. |
 |
Oş Pazarı-Bişkek
At sırtında yüzyıllardır göçebe hayatı yaşayan Kırgızlar'ın en önemli ve saklanabilen gıdaların başında geliyormuş Kurut. Biberli, baharatlı, tereyağlı ve sade çeşitleri olan kurut, yağsız yoğurdun tuzlanarak güneşte kurutulmasından elde edilen bir çeşit peynirmiş. Ben bir kilo kadar sadesinden alıp eve getirdim. Pişmiş makarnanın üzerine rendelenmiş kurut bir yakıştı ki, tadı enfes oldu. ☺️ |
 |
Oş Pazarı-Bişkek
Giyim ve hediyelik eşya da satın alabilirsiniz. Özellikle keçeden yapılma kışlık giyimi tavsiye ediyorum. Bildiğim kadarıyla karlı zirve yürüyüşü için gelen dağcılar buradan alışveriş yapıyormuş. Ürün satın almaya karar verdiğinizde mutlaka pazarlık yapın. |
 |
Chuy Caddesi-Bişkek
Bişkek kentindeki caddelerden bir kare...Araba yolu ile yaya yolunu ayıran yeşil alanı hemen-hemen tüm cadde ve sokaklarında görünce buraya hayranlığım bir kat daha arttı.
Geniş yaya yolları, cadde ve sokakları, yeşil alanları, ferah, sessiz, sakin, müzeleriyle ve Sovyet döneminden kalma binalarıyla 800 metre rakımlı Bişkek görülmeye değer bence.
Tek bir yerden merkezi sistemle ısıtılan kente vardığımızda 37 dereceyle temmuz ayı olmasına rağmen nem oldukça düşüktü. Sokak aralarında ve köşe başlarında bulunan küçük büfelerden rahatlıkla içme suları temin edebilirsiniz. |
 |
Manas Heykeli-Bişkek
Ala-Too Meydanı'ndan 15-20 dakikalık yürüme mesafesindeki Filarmoni Binası'nın önünde yer alan, çiçekli parka bakan Ulusal Kahraman Manas Heykeli ile yanındaki yerel giysili kadın ve kalpaklı yaşlı erkek heykelleri görülmeye değer...
Ayrıca Güzel Sanatlar Müzesi, Devlet Opera-Bale Tiyatrosu ile çiçek ve fıskiyeyle donatılmış parkları da yürüyerek ziyaret edebilirsiniz. |
 |
Parlamento Binası-Bişkek
Dış yüzeyinden dolayı Beyaz Saray da denilen Chuy Caddesi'ndeki bina, neo-klasik tarzda yapılmış. Sovyetler Dönemi'nden kalan ve halen kullanılan devlet binası, Ala-Too Meydanı'nda yer alıyor. |
 |
Ala-Too Meydanı-Bişkek
Bişkek'in ana meydanı ve merkezi, 1984 yılında inşa edilmiş. Şehrin kalbi kabul ediliyormuş. Kültürel ve sosyal etkinliklerin, devlet törenlerin düzenlendiği meydan, hem yerel halkın hem de turistlerin buluşma yeriymiş. Bronzdan yapılma Manas Heykeli'nin arkasında yer alan Ulusal Tarih Müzesi'nde Kırgız halkının tarihi ve kültürü hakkında bilgi içeren belgeler sergileniyormuş.
Halkın ayaklanmasıyla başlayıp iki cumhurbaşkanının ülkeyi terketmesiyle sonuçlanan kanlı devrimler ( Çiçek Devrimler-2005, 2010 ) bu alanda gerçekleşmiş. |
 |
Bişkek
Bişkek sokak ve caddelerini gezerken görkemli yapılar arasında hâlâ ayakta kalmaya çalışan Sovyet döneminden kalma binaları da görebilirsiniz. |
 |
Kashka Suu Köyü-Bişkek
Ala-Archa Ulusal Milli Parkı'nın hemen girişinde yer alan köy kenarında gördüğüm doğaseverlerin çadırlarından anladığım kadarıyla epey tercih edilen bir bölge. |
 |
Ala-Archa Ulusal Milli Parkı-Kırgızistan
Ala, Türkçe'deki gibi karışık renkler, Archa ise ardıç ağacının karşılığı demekmiş.
Kendimizi programsız attığımız bu doğa harikası milli park, Bişkek'in güneyinde, 40 km. uzaklıkta yer alıyor.
2170 rakımlı parka geldiğiniz zaman sağ tarafta küçük bir otel ve restoran, sol tarafta ise boz-üylerin olduğu oturma grupları karşılar sizi. |
 |
Ala-Archa Ulusal Milli Parkı
Niyetimiz parkın aşağı kısımlarını biraz gezip geri dönmekti. Hadi biraz daha diye-diye ahanda başladık dağın yokuşunu çıkmaya.😄
Rehberimiz İsmail Bey ve sevgili eşim Tekin, nehir yatağına nasıl ineriz diye araştırma yaparlarken ben de fotoğraflarını çekiverdim.☺️ |
 |
Ala-Archa Nehri
Yaklaşık 200 km2 alanı kapsayan park, 1976 yılında hem Ala-Archa Nehri'ni ve çevresini korumak hem de gelecek neslin ve toplumun iyiliği için kurulmuş. Tanrı Dağları'nın bir bölümü ile Kırgız Ala Dağları arasında derin vadi boyunca 15 km.'ye uzanıyormuş. Tanrı Dağları'ndan akan Ala-Archa Nehri, birkaç koldan birleşip Bişkek'in içinden geçiyormuş. |
 |
Ala-Archa Ulusal Milli Parkı
Dizleri geçen bitki ve kır çiçeklerin bezediği kıvrıla-kıvrıla çıkılan patika o kadar güzeldi ki, dayanamayıp daha da yukarılara çıktık. Parkurun yaklaşık 1 km.si oldukça dikti. Kimi arkadaşlarımızın malzemesi eksik olunca geri dönmek zorunda kaldılar. Ben, eşim ve iki arkadaşımız çıktık buralara kadar.
Tee karşı dağın yamacında görülen 2665 rakımlı şelalelere ulaşmak için 4 km., Sovyet döneminden kalma 3300 rakımlı Ratsek Dağ Evi'ne ise 6,4 km. gitmek gerekiyormuş.
Bişkek'ten geliyorsanız buraya, 1 gün içinde 2000 metre ani yükselişle serseme dönüp, oksijen değişimine bünyeniz uyum sağlamayabilir. Bu konuda dikkatli olmanızda fayda var. Haa bir de yanınızda bol su olsun. ☺️
Öyle güzel parkurdu ki, aklım şelalelerde kaldı. Keşke tüm günümüzü orada geçirseydik demişimdir hep. Neyse, sağlık olsun.
550 metre irtafayla 2720 rakıma çıkarak yaklaşık 6 km. kadar yürüdük. |
 |
Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek
Efsane yazarın müze evi, Bişkek'ten 8 km. uzaklıktaki Dzerjinskiy Bulvarı'nda yer alıyor.
Bulvarda ilerleyip eve yaklaştığımızda, iki kütük konmuş bariyer başında bekleyen iki asker tarafından ( yanlışlık yok, evet sadece iki asker ☺️ ) durdurulduk. Meğer müze evin bitişiğinde cumhurbaşkanlığı konutu bulunuyormuş. İki askerin görevi o konutu korumakmış. Müze için geldiğimizi belirttikten sonra içeri alındık. |
 |
Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek
Giriş kapısındaki sepette olan galoşları ayaklara geçirip başladık müze evi gezmeye.
Girişin hemen sağ tarafında bulunan harika filmin afişi karşıladı bizi. Filmi kaç kere izlediğimi hatırlamıyorum ama Cahit Berkay'ın o muhteşem müzikleri hâlâ kulağımdadır.
|
 |
Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek
Aytmatov, önce evini devlete teslim etmiş. Daha sonra devlet konutunun bu kısmını satın almış. 1986'da ölümüne dek 22 yıl yaşadığı bu evi, eşi ve oğlu müze haline çevirmiş.
Evde hangi odaya girerseniz girin, duvardan duvara kitaplık çıkıyor karşınıza. Müzede ayrıca aldığı ödüller ve madalyalar, hediyeler, yağlı boya tablolar, fotoğraflar, şahsi eşyaları görebilirsiniz. |
 |
Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek
Aytmatov'un çalışma odası...Eşyalarını nasıl bıraktıysa aynı şekilde yerlerinde duruyormuş. Eğer ki kitaplarını okuyup gelmişseniz buraya, ki okuyup öyle gelin, yazarın ruhunu eminim benim gibi siz de hissedersiniz.
Dünya edebiyatının efsanesi Cengiz Aytmatov'un Müze Evi, Kırgızistan gezimizin son durağıydı. Ülkemize döndüğümü öğrenen kimilerinin ilk sorusu at eti yedin mi oldu. Yemedim efendim. Kırgızlar sanıldığı gibi hep at eti yemiyorlar. Neyse, Kırgızistan yeme-içme albümünü ayrı paylaşmayı düşündüm. 4. albümde görüşmek üzere, doğa ve sevgiyle kalın. ☺️
|