nazlitoac.blogspot.com

31 Ocak 2023 Salı

Tuvalimdeki Renkler-Kişisel Sergim


Eve kapandığım sağlık konusunda çalkantılı geçen 14 ay sonra artık dışa açılmanın zamanı geldi diyerek ilk sosyalleşmem kişisel sergimle oldu. Umarım devamı gelir. 

Sergimin afişini blog sayfamda da paylaşmak istedim. Belki yıllar sonra " şu tarihte ve kültür merkezinde " diye hatırlatır bana. :) 




 

26 Ocak 2023 Perşembe

Yağlı Boya Çalışmam-Karadağ

Aile Dayanışması - Karadağ

 Karadağ'ın Pluzine ilinin, 1450 rakımlı Trsa köyünde çektiğim fotoğrafı, naçizane yorumlayarak yağlı boya olarak çalıştım. 

Dirgen aletini kullanan çocuk ve otları zıplaya-zıplaya ezen abla, orada kaldığım yaklaşık yarım saat boyunca hiç durmadılar. Taa ki eşim hadi gidiyoruz diye seslenene kadar hayranlıkla izledim onları. Bana da çalışkanlıklarını tabloya aktarmak düştü. :)

Aile Dayanışması-Karadağ 

Tuval Üstü Yağlı Boya 
Ebat : 100x60 cm.

17 Ocak 2023 Salı

1. Kırklareli Kültür ve Sanat Çalıştayı

 1. Kırklareli Kültür ve Sanat Çalıştayı 

Efendim; 2018 yılının mayıs ayında gittiğim sanat çalıştayımızı paylaşmak istiyorum. 

Konumundan dolayı asırlardır geçiş güzergahında olan Kırklareli, ormanı bol ve yaban hayatı zengin olağanüstü doğal yapısıyla görenleri hayran bırakan şehirlerimizden biri...

Tabiat güzelliklerinin yanısıra çok değerli kültürel eserlere de sahip Kırklareli, 1924 yılında il olmuş. Ihlamur ağaçları bol, süt ve süt ürünleri ile ünlü şehre uğrarsanız özellikle manda sütüyle yapılan peynir ve yoğurdu almadan dönmeyin derim. Haa bir de yöreye özgü hardaliye ( alkolsüz üzüm içeceği ) varmış. Mustafa Kemal Atatürk, 1930 yılında şehre ziyareti sırasında tattığı bu içeceğin milli bir içecek haline gelmesini istemiş ama gerekli ilgi gösterilmemiş. Ben bile o zaman gittiğimde öğrenmiştim. Bu konuda yorumu size bırakıyorum. 

Şehre vardığımızda ilk gözüme çarpan tabelalardaki " Mutlu İnsanlar Kenti " olmuştu. Önce, nasıl bir şehrin insanları mutlu olurmuş diye düşünmedim değil hani. Ne zaman ki şehirde kısa bir tur atıp çalıştay alanının olduğu caddeye geldik, şaşkın bir şekilde hakikatten öyleymiş dediğimi hatırlıyorum. Halkı hem saygılı ve kibar hem de güleryüzlü...Kimle sohbet etmişsem çok bilgili ve cumhuriyetçi...Tarihi bilgilerine ise hayran kaldım doğrusu.

Gitmeden önce endişe ettiğim bir konuydu acaba çalıştaya ilgi olur mu diye. Tek diyeceğim, sanata ilgi duyan kalabalığı birarada daha önce hiç görmemiştim. O nasıl ilgiydi, anlatamam. Gece 12 olduğunda bile kalabalık dağılmamıştı. Evet, yorulduk ama bir o kadar da mutlu olduk. Sanırım halkın mutluluğu bize de bulaştı. ☺️

Ne zaman sanat dostlarımla bir araya gelsem hâlâ bu çalıştayı konuşuruz. Unutulmaz çalıştayımızdan bir kaç kare, buyrun.☺️

Kırklareli 

Şehri kısa bir turladığımızda çabucak çektim bu kareyi. Zamanım olsaydı, durup müziğini dinler sohbet ederdim. Kendini öyle kaptırmışki fotoğrafını çekerken hiç oralı olmadı. Gözlüğüne de bayıldım. ☺️

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı

 Vee en sevdiğim anlardan biri...Ben yine çocuk hocalarımla birlikteyim. 3 yaşında olmasına rağmen müthiş zeki Yiğit Ege'yle tanıştırayım sizi. Ana renkleri tanımasını anladım da, valla ara renkleri tanımasına şaştım kaldım. Elmaları da düşürüverdik tuvale. ☺️ 

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Bu kare, Kırklareli halkını temsil ediyor bence. Küçük-büyük demeden gelen misafirlerimizin sanata ne kadar önem verdiğini, modern yapıda olduklarını gördüm. Bu fotoğrafımı da çok severim. 

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Aynı çatı altında canlı performans yaptığımız değerli Atanur hocamın engin bilgisine hayran kaldım. Bilgi oldu mu saatlerce dinleyebilirim. Engin bilgisini paylaştığı öğrencisiyle...

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Aynı çatı altını paylaştığım değerli Erol hocam...Fırçalar yetmemiş, parmaklar devreye girmiş. Bana da bu kareyi yakalamak düştü. ☺️

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Çamura hayat veren seramik ustası Emrah hocam, öğrencisine nasıl yapılacağını gösteriyor.

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Çalıştayımızın en önemli anlarından biri de o minik taşlarla mozaik çalışılmasıydı. Mozaik ustası hocalarımın eşliğinde çocuk ve gençlerle birlikte döşenen taşların oluşturduğu eser, en anlamlısıydı. 

Fotoğraf, Turan Gökmenoğlu hocamdan alınmıştır. Teşekkürler hocam...


       
İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Mozaik sanatının ustaları İnci Aykaç, Ayten Gökmenoğlu ve Turan Gökmenoğlu hocalarım; emeğinize, yüreğinize sağlık olsun. 75x50 cm. ebatındaki mozaikle yapılmış bu muazzam eser için hem sizleri hem de çocuklar ve gençlerimizi tebrik ediyorum. 

Fotoğraf için Turan hocama teşekkürler...

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Oduna hayat veren Zeki hocamın eserleri muhteşemdi. Hele ki bitirmek üzere olduğu bu esere hayran kalmamak mümkün değil. Nasıl dikkatli yontuyor, her bir ayrıntıyı kaçırmıyor, bir görseniz, siz de hayran kalırdınız. 

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı Alanı 

Küçük ve ince çıtalara hayat veren Memet hocam, pür dikkat kesilmiş eserini tamamlamaya çalışırken...Memet hocamın merak ettiğim sorulara sabırla cevap vermesini çok takdir ettim. Maket tekneler diğer masadaydı. Akılsız başım niye fotoğrafını çekmez ki...

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı 

Siz hiç hurdanın nasıl birer heykele dönüştüğünü gördünüz mü...Hurdadan sanat eseri haline gelen yapıma şahit oldum ya, daha ne isterim. Sonuç mu, bir sonraki karede.☺️

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı 

Nasıl da harika olmuş değil mi...Bu eser, sadece küçük bir bölümü...Diğer eserlerde de çekim yaptım ama beğenmedim kareleri. Hurda deyip geçmemek lazım. Sanatta sınır yok, bu da kanıtıdır işte. 

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı 

Sazıyla, sesiyle Alaeddin hocam, bizi hiç yalnız bırakmadı. Kulaklarımızın pası silindi desem yeridir. 

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı 

Ahh bu gençler yok mu, öyle güzel eşlik ettiler ki bize...Tam bir karnaval havası estirdiler. Haa çalışırken tüm duyularım kapanıyor ama kafamı kaldırdığımda en azından gözüm gönlüm açılıyordu. Emeklerinize sağlık olsun sevgili gençler. 

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı 

Sanat okulu bir öğrencimiz, şövale bulamamış, uygun bulduğu yerde resim çalışıyor. Dur, sana şövale bulayım dedim, istemedi. Ben böyle iyiyim dedi. Daha da bir şey diyemedim. Her neresi olursa olsun, sanatı icra etmenin yeri-yurdu yokmuş, bunu anladım. Bravo sana!

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı 

Bayıldım bu gençlere...Öyle de saygılıydılar ki. 

İstasyon Caddesi Sanat Çalıştayı 

Vee işte final sahnemiz...Doğru düzgün yorum yapamayacağım kadar gurur duyuyorum çocuk hocalarımla. Müthiştiler. Bakmayın öyle az çocuk çalışmış diye. Bir tuvalde 15 çocuğun fırça izi bile var. Bir bu kadara yakın eserleri de ısrar sonucu kendilerine verdik. Yoruldum ama en güzel duyguları yaşadım, olsun, varsın yorulayım. Standımın önündeki çocuklar her şeye değer. 

Kırklareli Belediye Başkanı Sayın Mehmet Siyam Kesimoğlu

Bence büyük bir iş başardılar. Eminim, kendileri ne kadar gurur duysa azdır. Beklentilerimin üstünde harika bir organizasyondu. Kaldığımız otelden belediye çalışanlarına kadar her şey mükemmeldi. İlgisini hiç eksiltmedi kendileri. Bundan iyisi can sağlığı. Kendilerine sonsuz teşekkür ediyorum. 

Yağlı Boya Tablom
Ebat : 80x60 cm.

Çalıştaya gitmeden bir kaç gün önce kara-kara düşünüp durdum. Canlı performans ya, ne yapacağım diye. Neyse, akışına bıraktım ben de, ne gelirse aklıma artık dedim. Standımda malzemeleri sabırla beklerken beni bir üşüme tuttu, dolaşmaya gitsem olmuyor, ayağa kalkıyorum olmuyor. Malzemeler elime geçince bir ohh çektim ki, başladım boyamaya. Böyle bir tablo çıktı sonunda. Yine otlarımdan vazgeçemiyorum. Bu renklerde ot olur mu hiç, ne hissetmişsem onu boyadım. ☺️

Ödülüm

Teşekkür belgemi ve plaketimi belediye başkanının elinden aldım. Bu plaket ve belgemi, ülkemizin köşe-bucak sanatın her dalıyla gelen sevgi dolu, candan, çabucak kaynaştığımız sanatçı dostlarım adına onur duyarak evimin en güzel köşesine koyacağım.

Ege Sanat Birliği üyesi olarak Kırklareli Belediye Başkanı Sayın Mehmet Siyam Kesimoğlu ve ekibine, birliğimizin başkanı Sayın Nurettin Ataman ve Ali Akın beylere sonsuz teşekkür ediyorum. 
İyi ki sanat var.☺️ 

Çalıştayımızın Afişi


12 Ocak 2023 Perşembe

Yağlı Boya Doğa Çalışması

 Fırçamı özgür bıraktım, bir kaç saatte böyle bir tablo çıktı ortaya. Özgür fırça olunca otları pembe de boyarım. ☺️


Özgür Doğa

Tuval Üstü Yağlı Boya 

Ebat : 45x60 cm.


9 Ocak 2023 Pazartesi

Kırgızistan'da Yeme-İçme Kültürü

 Kırgızistan'da Yeme-İçme Kültürü

Efendim; yarı göçebe hayatı yaşayan Kırgızlar'ın yeme-içme kültürünü elimden geldiğince kısaca anlatmak istiyorum. 

Kırgızlar için büyükbaş hayvancılık büyük önem taşıyor. Uçsuz bucaksız yüksek rakımlı yaylaların çayırlarında otlayan büyükbaş hayvanların etlerinin lezzetini ( üstelik ülkemize nazaran epey ucuz ) sanırım anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Ayrıca Kırgızlar her zaman at eti yemezlermiş. Ancak düğün, kutlama gibi özel günler olduğunda yerlermiş.

Ülkede sebze ve meyveler, eski tip tarımla yetiştiriliyor. Bizim özlemini duyduğumuz tüm sebze-meyveler organik, hormonsuz ve yerliymiş.

Doğası ve ikliminden dolayı ülkede narenciye ve zeytin yetişmiyor. 

En çok et yemeklerinden ve hamur işlerinden oluşan Kırgız mutfağının en beğendiğim yönü, yağsız ve az tuzlu olmasıydı.

Genelde yeşil olmak üzere en popüler içecek, çay...Bizim gibi ikili demlikte değil, çayı tek porselen demlikte demleyip, büyük kulpsuz kaselerde servis ediyorlar. Her öğün öncesi ve sonrası mutlaka çay içiyorlar. Kahve kültürü ise yok denecek kadar az. 

Elbette milli içeceklerini unutmadım. Yani Kımız'ı...Kısrak sütü kaynatılmadan tahta yayıkta maya ile tokmakla vura-vura mayalandırmaya bırakıyorlar. Fermente edilmiş Kımız'ı içtiğimde tadı ekşimsi ayran gibi geldi bana. Tabii mayalandırmadan dolayı %5 kadarı da alkole dönüşüyormuş.

Efendim; paylaştığım bazı kareler için özürlerimi kabul edin lütfen. Karelerin bir çoğu, kapalı mekanlarda telefonumla çektiğimden karanlık çıkmış. Bazen de fotoğraf çekmeyi unutuyorum. Özellikle yemekli ortamlarda...Son anda tabaklardaki yemeklerin yarısı yenmiş olsa da bazılarının fotoğraflarını çekebilmeyi akıl edebildim. Karelemeyi unuttuklarıma da kısaca değineceğim. ☺️  

Ekmek ( Tokoç-Nan ) ve Borsok

Tokoç ( üstteki ), tandır fırınlarda kömür ateşinde pişen yassı ve yuvarlak bir ekmek türü...Bizim ekmeklerimize benzemese de çok doyurucu...Gerçi önümüze gelen yemeklerden pek ekmeğe sıra gelmedi ki.☺️

Bişkek kent merkezine geldiğinizde aynı bizim köşebaşlarındaki simitçiler gibi Tokoç ve Nan satan tezgahları görebilirsiniz. 

Borsok ( alttaki ) ise koyun yağında kızartılmış bir tür hamur işi...Bizim pişimize benziyor. Yemeklerden önce mutlaka sofrada yerini alıyor. Ana yemek gelmeden önce Kırgızlar, kaymak, reçel ve balla tüketiyorlarmış.

Frambuazlı Reçel

Kendim yıllardır reçel yaparım, ama böyle lezzetli reçeli ilk kez tattım. Bahçelerinden tutun da sokaklarına varana kadar organik meyve ağaçlarıyla dolu olunca elbette reçelleri hem bol hem de lezzetli olur. Her öğünde sofraların baştacı tatlardan biri olmuştu frambuazlı reçel. 

Kayısı Reçeli 

Çekirdekli-çekirdeksizi, kurutulmuşu ve yaşı, reçeli her öğün sofradaydı kayısının. Ağaçlarını görmenizi isterdim. Öyle çoktular ki. ☺️

Peynir

Kırgızistan'da büyükbaş hayvancılığı çok olsa da peynir kültürü yok denecek kadar az. Fotoğrafta gördüğünüz sadece yağlı taze kaşar peyniri ( bir akşam yemeğinde salataya konmuş bir kaç parça beyaz peyniri saymazsam) gördüm sofralarında. Açıkçası bol süt veren koyun ve ineklerden çeşit-çeşit peynir olur diye düşünmüştüm. 

Kuruyemiş ve Şekerleme

Büyük servis tabağına dizilmiş kuruyemiş ve şekerlemelerle birlikte kraker, bisküvi ve kurabiye sofralarda her daim yer alıyor. Fıstık ve kavrulmuş kabuklu badem en çok tükettikleri kuruyemişler.

Çorba

Hiç yağ eklenmeden iri doğranmış patates, havuç ve dana eti haşlayıp hazırlanan sulu ve duru çorba, gayet doyurucuydu. Başka bir yemek yemenize gerek yok. Zira kaseler öyle büyük ki.☺️  

Plov, Pilaf, Paloo ( Kırgız Pilavı )

Henüz kaşıklarla tükenmeden son anda fotoğrafını çekmeyi akıl ettiğim plov, yediğim en güzel pilavlardan diyebilirim. Dana veya kuzu eti, havuç, kuru meyve ve az safranla pişiriyorlar pilavı. Kimi yerlerde Özbek Pilavı da diyorlar.

Patates 

En çok tükettikleri sebzelerin başında geliyor patates. Kırmızı ve yeşil biberli, etli patatesi susuz olarak buharda pişiriyorlar. Bu yemek bizim etli patatese benziyor ama çok daha lezzetlisi oluyor. 

Manty ( Mantı )

Bizim mantının çok büyüğü ve buharda pişmiş hali...İçinde bol kıyma ve soğan vardı. Tam bir lezzet bombası...Bizde bir kaşığa 5-6 mantı düşüyor, onların yaptığı 5 parça mantıyla doyuyor insan.  

Yanlış hatırlamıyorsam 2017 yılıydı sanırım, 16 km.lik doğa yürüyüşü sonunda geldiğimiz Yalova'ya bağlı Güneyköy köyünde de bu mantıdan yemiştim. Tabii onlar bu mantıya Hinkal diyorlar.Dağıstan göçmenlerin yerleştiği köyde yaşayan vatandaşların hâlâ kültürlerini sürdürüyor oluşunu görünce memnun olduğumu da hatırlarım. Güneyköy köyüne giderseniz evlerinin bir köşesini çevirdikleri butik restoranlarda Hinkal yemenizi tavsiye ediyorum. Üstelik sizin önünüzde hazırlayıp pişiriyorlar. 

Mantının Çorbalısı

Tek başına yemek olarak da düşünebilirsiniz. Kırgızistan'da yemek porsiyonları gerçekten çok büyük. İlk kez gidecek olanlara tavsiyem, çorbanın ardından büyük porsiyonlu yemeklerin geleceğini unutmayın. 

Yabani Yeşil Soğan 

Tee 2500-3000 rakımlı yaylalarda yabani soğan yetişsin, toplayıp bir güzel yemeğini yap. İnanın, ilk gördüğümde ıspanak sandım. O nasıl bir lezzet, anlatamam. İçindeki etle tam bir şaheser...
Ehh be akılsız başım, yemeğin adını sorsan ne iyi olurdu.☺️
Ülkeye dönünce bu yemekten kendim yapmaya kalktım, yanına bile yaklaşamadım. Onların soğanı nereee, bizim soğan neree...☺️  

Kuurdak

Geldik Bişkek'teki ünlü restoran Navat'a. Ala-Too Meydanı'ndan 10-15 dakikalık yürüme mesafesinde olan restoran, ülkenin en iyilerinden biriymiş.  
İçerinin Osmanlı Dönemi'ni hatırlatan tasarımıyla ilginç bir restoran...Benim en ilgimi çeken ikinci kata çıkışta ters çini tabaklarındaki tavan lambaları olmuştu. Ayrıca yerel halı ve keçe yapımı dekoru da çok beğendim. Haa bir de siz yemeğinizi yerken canlı Kırgız müziği eşliğinde bir an da ortaya çıkan garsonların geleneksel danslarına da şahit olursunuz. 

Gelelim benim yediğim Kuurdak'a. En eski geleneksel yemekmiş. Soğan, yeşil ve kırmızı biberle etin kuyruk yağıyla kavrulmuş hali...Etler büyük ve kalın yaprak şeklindeydi. İki kişinin doyacağı kadar porsiyonu büyük getiriyorlar. Kırgızlar, eti az pişmiş, yani diri sevdikleri için siparişi verirken ısrarla çok pişmiş istedim. 
Restoranda fiyatlar gayet uygundu. Kişi başı ortalama 500 Som ( 7$ ) ödeyerek ( 11 temmuz 2019'da dolar 5,67 liraydı ) yerel yemeklerle bir güzel doyuyorsunuz. Tabii bu en iyi restoranlar için...Orta halli restoranları tercih ederseniz daha azını ödersiniz.

Meyve Tabağı

Kırgızlar, her öğün yemeklerden önce meyve tabağını yer masasına getirip bırakıyorlar.

Tabii ki bu kadar değildi yediklerimiz. Mesela Çin kökenli Dunganlar'ın mutfağı muhteşemdi. Hele ki taze fasulye, ince doğranmış soğan, lahana, salatalık turşusu, baharat ve zeytinyağıyla harmanlanmış Pancar Salatası ( Vinegret ) ile kalın spagettilerin üzerine sebze ve et parçaları serpiştirdikleri Lagman'ın lezzeti doyumsuzdu. Akılsız başımın fotoğrafını çekmeyi unuttuğu otelde yediğimiz Samsı'yı ( Samsa ) unutmam mümkün değil. İçi bol ince kıyılmış et ve soğan dolu hamur işi kahvaltının en güzeliydi. 😊

Okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Görüşmek üzere, doğa ve sevgiyle kalın. ☺️






6 Ocak 2023 Cuma

Portre Yağlı Boya Çalışması

 Portre Yağlı Boya Tablo

Çok değerli eski spor eğitmenim Sayın Handan hocama yağlı boya olarak portresini çalışmama izin verdiği için çok teşekkür ediyorum. 

Tuval Üstü Yağlı Boya 

Ebat-40x60 cm.


5 Ocak 2023 Perşembe

Bişkek-Kırgızistan

 Göğe Uzanan Dağlar Ülkesi Kırgızistan-Bişkek

Atalarımızın topraklarından Kırgızistan'daki son durağımız başkent Bişkek...

1800'lü yıllarda bölgeyi ele geçiren Ruslar, kenti geliştirip ismini Pişpek olarak adlandırmışlar. Sonrasında 1926 yılında yeni kurulan Kırgız Sovyet Cumhuriyeti'nin başkenti olmuş kent. Hemen aynı yıl kentin adı, Bişkek doğumlu Rus devrimlerinde önemli rolleri olmuş olan Mikhail Frunze'nin anısına Frunze olarak değiştirilmiş. 

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Kırgızistan aynı yıl bağımsızlığını kazanınca Bişkek olarak kentin ismini çevirmişler. 

Bu kısa tarih bilgisinden sonra gelelim kentte ufak bir tur atmaya.

Efendim; öncelikle belirtmek isterim ki, gezi programımıza göre Bişkek'te bir gece kalıp sabaha karşı Türkiye'ye öyle dönmekti. Tabii uçak biletlerimizi tee 7 ay öncesinden almışız. Madem gelmişiz buraya bir gün daha kalıp Bişkek'i gezelim dedik bir kaç arkadaşımızla. Şanslıyız ki uçakta boş koltuk varmış, biz de bir sonra ki güne değiştirdik dönüş biletimizi. O bir günü de doyasıya değerlendirdik. 

Haa unutmadan ekleyeyim, Frunze Caddesi'ndeki Grand Hotel'de fazladan kaldığımız bir gece oda-kahvaltı 2 kişi için 50 dolar ( 11 temmuz 2019'da dolar 5,67 Türk Lirası'ydı ) ödedik. Gitmeye karar verirseniz oteli kesinlikle tavsiye ederim. 

Buyurun, Bişkek'i tanımaya...☺️

Bişkek-Kırgızistan

İster köyde olsun ister kasabada, Kırgız halkı çiçeklere çok düşkün. Her evin avlusu meyve ağacı ve çiçeklerle bezenmiş. Hatta sokağa taşan meyve dolu dalları görünce gelen-geçen niye koparmamış diye de sordum hani kendime.☺️ 

Oş Pazarı-Bişkek

Kırgızistan'a gelmeden önce kısa bir araştırma yaparken öğrendiğim, programda olmamasına rağmen ünlü Oş Pazarı'na gitme isteğimi kırmayan rehberimiz İsmail Kılınç hocama çok teşekkür ediyorum. 
Pazarda, sebze-meyveden giyim eşyasına, bakliyattan şekerlemelere ne ararsanız var. Pazara gittiğinizde, dillerini bilmiyorum, nasıl anlaşacağım diye sorarsanız endişe etmeyin. Mutlaka Türkçe bilen çıkacaktır karşınıza. Okullarında Türkoloji Bölümü varmış da. ☺️

Oş Pazarı-Bişkek 

Şekli bizim domatese benzemese de inanın çok lezzetliydiler. Ne de olsa organik. 

Oş Pazarı-Bişkek 

Dünyanın en eski ve en büyük doğal ceviz ormanının Kırgızistan'da olduğunu biliyor muydunuz? Ben de oraya gittiğimde öğrenmiştim. Arslanbop Ceviz Ormanı, deniz seviyesinden 1500-1800 metre yükseklikte yer alıyormuş.  

Kuruyemişleri bizim alışık olduklarımıza hiç benzemiyor. Tadına vardığınızda eminim alıp getirmek isteyeceksiniz.

Oş Pazarı-Bişkek 

Yüksek rakımların çiçeklerinden gelen lezzeti ballar...

Hangi eve ya da boz-üylere misafir olduysak tüm öğünlerde sofranın baştacı ballar, masalardan hiç eksik olmadı. Kırgızistan'a gitmeye karar verirseniz bence valizinizde boşluk olsun. Zira dönerken valizinizi doğal ürünlerle doldurmak isteyebilirsiniz. 

Oş Pazarı-Bişkek 

At sırtında yüzyıllardır göçebe hayatı yaşayan Kırgızlar'ın en önemli ve saklanabilen gıdaların başında geliyormuş Kurut. Biberli, baharatlı, tereyağlı ve sade çeşitleri olan kurut, yağsız yoğurdun tuzlanarak güneşte kurutulmasından elde edilen bir çeşit peynirmiş. Ben bir kilo kadar sadesinden alıp eve getirdim. Pişmiş makarnanın üzerine rendelenmiş kurut bir yakıştı ki, tadı enfes oldu. ☺️ 

Oş Pazarı-Bişkek 

Giyim ve hediyelik eşya da satın alabilirsiniz. Özellikle keçeden yapılma kışlık giyimi tavsiye ediyorum. Bildiğim kadarıyla karlı zirve yürüyüşü için gelen dağcılar buradan alışveriş yapıyormuş. Ürün satın almaya karar verdiğinizde mutlaka pazarlık yapın. 

Chuy Caddesi-Bişkek

Bişkek kentinde ki caddelerden bir kare...Araba yolu ile yaya yolunu ayıran yeşil alanı hemen-hemen tüm cadde ve sokaklarında görünce buraya hayranlığım bir kat daha arttı.

Geniş yaya yolları, cadde ve sokakları, yeşil alanları, ferah, sessiz, sakin, müzeleriyle ve Sovyet döneminden kalma binalarıyla 800 metre rakımlı Bişkek görülmeye değer bence. 

Tek bir yerden merkezi sistemle ısıtılan kente vardığımızda 37 dereceyle temmuz ayı olmasına rağmen nem oldukça düşüktü. Sokak aralarında ve köşe başlarında bulunan küçük büfelerden rahatlıkla içme suları temin edebilirsiniz. 

Manas Heykeli-Bişkek

Ala-Too Meydanı'ndan 15-20 dakikalık yürüme mesafesindeki Filarmoni Binası'nın önünde yer alan, çiçekli parka bakan Ulusal Kahraman Manas Heykeli ile yanındaki yerel giysili kadın ve kalpaklı yaşlı erkek heykelleri görülmeye değer...

Ayrıca Güzel Sanatlar Müzesi, Devlet Opera-Bale Tiyatrosu ile çiçek ve fıskiyeyle donatılmış parkları da yürüyerek ziyaret edebilirsiniz. 

Parlamento Binası-Bişkek

Dış yüzeyinden dolayı Beyaz Saray da denilen Chuy Caddesi'ndeki bina, neo-klasik tarzda yapılmış. Sovyetler Dönemi'nden kalan ve halen kullanılan devlet binası, Ala-Too Meydanı'nda yer alıyor. 

Ala-Too Meydanı-Bişkek

Bişkek'in ana meydanı ve merkezi, 1984 yılında inşa edilmiş. Şehrin kalbi kabul ediliyormuş. Kültürel ve sosyal etkinliklerin, devlet törenlerin düzenlendiği meydan, hem yerel halkın hem de turistlerin buluşma yeriymiş. Bronzdan yapılma Manas Heykeli'nin arkasında yer alan Ulusal Tarih Müzesi'nde Kırgız halkının tarihi ve kültürü hakkında bilgi içeren belgeler sergileniyormuş.

Halkın ayaklanmasıyla başlayıp iki cumhurbaşkanının ülkeyi terketmesiyle sonuçlanan kanlı devrimler ( Çiçek Devrimler-2005, 2010 ) bu alanda gerçekleşmiş.

Bişkek

Bişkek sokak ve caddelerini gezerken görkemli yapılar arasında hâlâ ayakta kalmaya çalışan Sovyet döneminden kalma binaları da görebilirsiniz. 

Kashka Suu Köyü-Bişkek

Ala-Archa Ulusal Milli Parkı'nın hemen girişinde yer alan köy kenarında gördüğüm doğaseverlerin çadırlarından anladığım kadarıyla epey tercih edilen bir bölge.

Ala-Archa Ulusal Milli Parkı-Kırgızistan 

Ala, Türkçe'deki gibi karışık renkler, Archa ise ardıç ağacının karşılığı demekmiş.

Kendimizi programsız attığımız bu doğa harikası milli park, Bişkek'in güneyinde, 40 km. uzaklıkta yer alıyor. 

2170 rakımlı parka geldiğiniz zaman sağ tarafta küçük bir otel ve restoran, sol tarafta ise boz-üylerin olduğu oturma grupları karşılar sizi.

Ala-Archa Ulusal Milli Parkı

Niyetimiz parkın aşağı kısımlarını biraz gezip geri dönmekti. Hadi biraz daha diye-diye ahanda başladık dağın yokuşunu çıkmaya.😄

Rehberimiz İsmail Bey ve sevgili eşim Tekin, nehir yatağına nasıl ineriz diye araştırma yaparlarken ben de fotoğraflarını çekiverdim.☺️

Ala-Archa Nehri

Yaklaşık 200 km2 alanı kapsayan park, 1976 yılında hem Ala-Archa Nehri'ni ve çevresini korumak hem de gelecek neslin ve toplumun iyiliği için kurulmuş. Tanrı Dağları'nın bir bölümü ile Kırgız Ala Dağları arasında derin vadi boyunca 15 km.'ye uzanıyormuş. 
Tanrı Dağları'ndan akan Ala-Archa Nehri, bir kaç koldan birleşip Bişkek'in içinden geçiyormuş.

Ala-Archa Ulusal Milli Parkı 

Dizleri geçen bitki ve kır çiçeklerin bezediği kıvrıla-kıvrıla çıkılan patika o kadar güzeldi ki, dayanamayıp daha da yukarılara çıktık. Parkurun yaklaşık 1 km.si oldukça dikti. Kimi arkadaşlarımızın malzemesi eksik olunca geri dönmek zorunda kaldılar. Ben, eşim ve iki arkadaşımız çıktık buralara kadar. 

Tee karşı dağın yamacında görülen 2665 rakımlı şelalelere ulaşmak için 4 km., Sovyet döneminden kalma 3300 rakımlı Ratsek Dağ Evi'ne ise 6,4 km. gitmek gerekiyormuş.  

Bişkek'ten geliyorsanız buraya, 1 gün içinde 2000 metre ani yükselişle serseme dönüp, oksijen değişimine bünyeniz uyum sağlamayabilir. Bu konuda dikkatli olmanızda fayda var. Haa bir de yanınızda bol su olsun. ☺️

Öyle güzel parkurdu ki, aklım şelalelerde kaldı. Keşke tüm günümüzü orada geçirseydik demişimdir hep. Neyse, sağlık olsun.

550 metre irtafayla 2720 rakıma çıkarak yaklaşık 6 km. kadar yürüdük. 

Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek 

Efsane yazarın müze evi, Bişkek'ten 8 km. uzaklıktaki Dzerjinskiy Bulvarı'nda yer alıyor. 

Bulvarda ilerleyip eve yaklaştığımızda, iki kütük konmuş bariyer başında bekleyen iki asker tarafından ( yanlışlık yok, evet sadece iki asker ☺️ )  durdurulduk. Meğer müze evin bitişiğinde cumhurbaşkanlığı konutu bulunuyormuş. İki askerin görevi o konutu korumakmış. Müze için geldiğimizi belirttikten sonra içeri alındık.

Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek 

Giriş kapısındaki sepette olan galoşları ayaklara geçirip başladık müze evi gezmeye.

 Girişin hemen sağ tarafında bulunan harika filmin afişi karşıladı bizi. Filmi kaç kere izlediğimi hatırlamıyorum ama Cahit Berkay'ın o muhteşem müzikleri hâlâ kulağımdadır.

Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek 

Aytmatov, önce evini devlete teslim etmiş. Daha sonra devlet konutunun bu kısmını satın almış. 1986'da ölümüne dek 22 yıl yaşadığı bu evi, eşi ve oğlu müze haline çevirmiş.

Evde hangi odaya girerseniz girin, duvardan duvara kitaplık çıkıyor karşınıza. Müzede ayrıca aldığı ödüller ve madalyalar, hediyeler, yağlı boya tablolar, fotoğraflar, şahsi eşyaları görebilirsiniz. 

Cengiz Aytmatov Müze Evi-Bişkek 

Aytmatov'un çalışma odası...Eşyalarını nasıl bıraktıysa aynı şekilde yerlerinde duruyormuş. Eğer ki kitaplarını okuyup gelmişseniz buraya, ki okuyup öyle gelin, yazarın ruhunu eminim benim gibi siz de hissedersiniz.

Dünya edebiyatının efsanesi Cengiz Aytmatov'un Müze Evi, Kırgızistan gezimizin son durağıydı. Ülkemize döndüğümü öğrenen kimilerinin ilk sorusu at eti yedin mi oldu. Yemedim efendim. Kırgızlar sanıldığı gibi hep at eti yemiyorlar. Neyse, Kırgızistan yeme-içme albümünü ayrı paylaşmayı düşündüm. 4. albümde görüşmek üzere, doğa ve sevgiyle kalın. ☺️