nazlitoac.blogspot.com

8 Ocak 2024 Pazartesi

Etiler Mahallesi-Basmane-Konak-İzmir

 Tarihe tanıklık etmiş Etiler Mahallesi-Basmane

Etiler deyince zengin, şatafatlı ve lüks restoranları olan İstanbul'daki semt aklınıza geliyor değil mi...

Oysa İzmir'deki aynı adı taşıyan mahalle hiç de öyle değil. İtiraf etmeliyim ki 2020 yılının ocak ayına kadar kent merkezinde, tarihi Basmane Garı'nın hemen yanı başındaki bu mahalleden hiç haberim yoktu. Halbuki Gaziler ve Anafartalar caddelerinden o kadar çok geçtim ki ne kimseden duydum ne de okudum bu mahalle hakkında. Taa ki İzmir Basın Müzesi'ne gitmek istememe kadar. Fotoğraflarda gördüğünüz üzere unutulmaya yüz tutmuş mahalle içinde yer alıyor müze. 

Bu kareleri çektiğim tarihten sonra, acaba yeni haberler var mıdır mahalleyle ilgili diye internette bazen araştırma yaparım. Olur ya, neredeyse dört yıl geçti aradan, belki restorasyon çalışmalarına başlanmıştır diye. Maalesef rastlayamadım. 

Etiler Mahallesi-Basmane-Konak 

Sırtını, tee karşıdaki Kadifekale'ye dayamış kadim mahalleye gelmeyi düşünürseniz Basmane Garı'nın karşısına düşen Anafartalar Caddesi'ne girip soldan ilk sokağa sapacaksınız. Minaresi görülen Çorakkapı Camisi'nin arkasında yer alıyor mahalle. Caminin yanından yürüdüğünüzde, akılsız başımın fotoğraf çekmeyi unuttuğu hâlâ işlevlerini sürdüren 1869 tarihli Basmane Hamamı ve 1896 tarihli Basmane Fırını çıkacaktır karşınıza. 

Şimdii buraya yani İzmir'in kalbi olan Konak ilçesinin Basmane semtine geldiniz diyelim. Mahallenin sokağına adım attığınız an ben nereye geldim dersiniz. Zira ben dedim. Bilmemenin şokunu da eklemeliyim tabii. Hadi turisti geçtim de yurdum insanıda mı bilmez burayı...Turistiyle yerlisiyle insan kaynayan bir yanda gözde Kemeraltı, bir yanda tarihi barındıran içler acısı, silinmeye yüz tutmuş mahalle...Biliyor musunuz, arasında sadece sınır çizmiş bir cadde var. O da, İzmir'in bilinen en eski caddesi, Anafartalar Caddesi...

Etiler Mahallesi-Basmane-Konak

İlk adı Çorakkapı Mahallesi olan mahalle, bir zamanlar Yahudi ve Türkler'in birarada yaşadığı cumbalı evleriyle İzmir'in en güzide yerlerinden biriymiş. 

Sokakları dolaşırken yaşlı iki sakin dışında ne kimseyle ne de bir kedi-köpekle karşılaşmamak ilginç gelmişti bana. Hatta öyle ki, o iki sakin bi'vardı, bi'an da yok oldular. Hangi eve girdiler, inanın hiç anlamadım.
Sanki evler gibi sakinleri de yorgun, kapanmışlar kendi hallerine. 

Şunu da belirtmek istiyorum, öyle sessiz ki sokaklar gecenin karanlığında tek başıma yürüyemezdim sanırım. Üstelik sokakları labirent gibiydi. Zira gündüz vakti yeğenim ile gitmiş olmama rağmen belli etmesem de hani birazcık tedirgin oldum.

1950'li yıllara kadar farklı kültür ve din mensubu kişilerin bir arada yaşadığı köklü geçmişe sahip bir mahalleymiş fakat o yıllardan sonra sakinlerin göç etmesiyle kaderine terk edilmiş. 

2022 sayımına göre mahallede toplam nüfus 1472 imiş. Önceki yıllara da baktım, geçen her yıl nüfusu azalmaya devam etmiş. 

Etiler Mahallesi-Kortejo Evleri

İspanya'da yaşayan Yahudiler, dini inançlarından dolayı baskı görünce 15. yüzyılın sonlarında ülkeyi terkediyorlar. Bir çoğu Osmanlı topraklarına sığınıyor, önce Selanik ve İstanbul'a, ardından İzmir'e yerleşiyorlar. İspanya'dan göç edip başka ülkelere giden Yahudiler'e Seferad ( İbranice İspanya demekmiş ) denilmeye başlanıyor. 

İzmir'e gelen Yahudiler; Basmane, Agora, İkiçeşmelik ve Tilkilik bölgelerinde zengini yoksulu dayanışmayla kurdukları kortejo dedikleri Yahudhaneler'de ikamet ediyorlar.

Kendine özgü mimari anlayışla inşa ettikleri avlu anlamına gelen kortejolar deprem, yangın, sel felaketleri geçirmesine rağmen hâlâ ayakta kalabilmiş. 

Kortejolar, genellikle iki katlı, her katın ayrı tek giriş kapısı olan, alt ve üst katta birer odadan oluşmuş. Avluya bakan tarafında mutfak ve tuvaletler ortak kullanılıyormuş.

1948'de İsrail'in kurulmasından sonra Yahudiler İzmir'i terk edince kortejolar Anadolu'dan gelen yoksul halkın meskeni olmuş. 

Kumrulu Mescit-Etiler Mahallesi 

Kapısındaki yazıyı görmesem sokağın köşesinde beni de gör diyen İzmir'in en eski mescidlerinden birinin yanından öylesine geçip gidecektim neredeyse. 1757 yılında Hatice Sultan tarafından yaptırıldığında adı, Abdurrahman Mescidi imiş. Sonraki yıllarda çatısında yuva yapan kumrulardan dolayı adı Kumrulu Mescid olarak değiştirilmiş. Zarif giriş kapısı ve duvarın bakımsız hali için ne desem, boş. 18. yüzyıldan kalma o dönemin en özgün mimarilerden biri olan mescidin kapısı sürekli kilitli olduğunu öğrenmiştim sonraları. Hırsızlardan korumak içinmiş...


Etiler Mahallesi-Kortejo Evleri

Belediye tarafından mahalledeki bazı metruk evlerin önüne " tehlikeli, yıkılabilir " levhaları konmuş. Aslına uygun restore etmek çok mu zor, anlayamıyorum. Bir makalede okumuştum burayla ilgili. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun kararıyla mahalle evlerine çivi bile çakmak yasakmış. Neyi bekliyorsunuz, e o zaman siz çakın çiviyi demezler mi, derler tabii.


Çorakkapı Camii-Etiler Mahallesi 

Basmane Garı'nın tam karşısında yer alan caminin yapım tarihi 1747 olduğu  sanılıyormuş. Fakat camide bulunan en eski kabrin kitabesinde ise şöyle bir yazı, yapım tarihi açısından ışık tuttuğunu söylemek isterim. 

Tarih dedi
Hatif-i gaybi eyleyüb 
Nida-Ayşe-ruhu şad
Ola-eyle gel dua
El-fatiha
1118 ( 1706/7 )

Zarif bir mimariye sahip camiyi hayırsever biri olan Bostanizade Mehmed Efendi tarafından yaptırılmış. İnşa edildiğinde etrafında mezarlık ve medrese varmış. Türk mahallelerinin de en ucundaymış. 

Etiler Mahallesi-Basmane Garı-Konak-İzmir

Ayrılıklara, kavuşmalara, umut kapısı arayan Anadolu'dan gelenlere, sevgililerin randevulaşmasına uzun yıllar tanıklık etmiş tarihi binadır, Basmane Garı.

Anadolu'daki Alsancak Garı'ndan sonra en eski ikinci gardır aynı zamanda. 

Temmuz 1855'te Robert Wilkin adlı İngiliz uyruklu İzmirli bir tüccar, dört ortağıyla birlikte Osmanlı hükümetinden demiryolunun yapımı için imtiyaz istiyor. Wilkin ve ortakları Eylül 1856'da elde ettikleri imtiyazı hemen İngiltere'de bir gruba satıyorlar. Ve bu grup Mayıs 1857'de İzmir-Aydın Osmanlı Demiryolu adıyla bir şirket kuruyor. Ardından Eylül 1859'da başlanan demiryolu yapım çalışmaları mali ve teknik güçlükler, müteahhitin ve taşeronların yolsuzlukları, yörede çıkan kolera salgını nedeniyle işlerin durma noktasına gelmesine rağmen İzmir'i Aydın'a bağlayan 133 km.lik demiryolu 7 Haziran 1866'da bitirilerek ulaşıma açılıyor.

Hem Avrupa'dan İzmir Limanı'na gelen tacirlerin Anadolu'ya ticareti hem de topraklarımızda üretilen ham maddelerin dış ülkelere naklini kolaylaştırmak adına yapılan demiryolunun başlangıç noktası olan Basmane Garı'nın inşası ise 25 Ekim 1866'da tamamlanıp hizmete açılıyor. 

Günümüz yapılara inat görkemiyle ayakta kalan ender eserlerimizden biri olan gar, kesme taştan, dikdörtgen planlı klasist tarzdaki binanın üzeri kırma çatı ile örtülmüş. 1922'deki İzmir yangınında büyük hasar görmüş ve 5 yıl sonra onarılmış. 

Efendim; burada benim de uzun yıllar yanılgıya düştüğüm önemli bir notumu eklemek istiyorum. Basmane Gar'ı binasının inşası, bir çok internet sitesinde yazdığı gibi Fransız şirketi değil, İngilizler tarafından yapılmıştır. Ayrıca Fransa'daki Lyon Gar binasının bir ikizi de değildir. 

İzmir-üçüncü bölümde görüşmek üzere, sevgi ve doğayla kalın. ☺️