nazlitoac.blogspot.com

Kırgızistan'da Yeme-İçme Kültürü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kırgızistan'da Yeme-İçme Kültürü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2023 Pazartesi

Kırgızistan'da Yeme-İçme Kültürü

 Kırgızistan'da Yeme-İçme Kültürü

Efendim; yarı göçebe hayatı yaşayan Kırgızlar'ın yeme-içme kültürünü elimden geldiğince kısaca anlatmak istiyorum. 

Kırgızlar için büyükbaş hayvancılık büyük önem taşıyor. Uçsuz bucaksız yüksek rakımlı yaylaların çayırlarında otlayan büyükbaş hayvanların etlerinin lezzetini ( üstelik ülkemize nazaran epey ucuz ) sanırım anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Ayrıca Kırgızlar her zaman at eti yemezlermiş. Ancak düğün, kutlama gibi özel günler olduğunda yerlermiş.

Ülkede sebze ve meyveler, eski tip tarımla yetiştiriliyor. Bizim özlemini duyduğumuz tüm sebze-meyveler organik, hormonsuz ve yerliymiş.

Doğası ve ikliminden dolayı ülkede narenciye ve zeytin yetişmiyor. 

En çok et yemeklerinden ve hamur işlerinden oluşan Kırgız mutfağının en beğendiğim yönü, yağsız ve az tuzlu olmasıydı.

Genelde yeşil olmak üzere en popüler içecek, çay...Bizim gibi ikili demlikte değil, çayı tek porselen demlikte demleyip, büyük kulpsuz kaselerde servis ediyorlar. Her öğün öncesi ve sonrası mutlaka çay içiyorlar. Kahve kültürü ise yok denecek kadar az. 

Elbette milli içeceklerini unutmadım. Yani Kımız'ı...Kısrak sütü kaynatılmadan tahta yayıkta maya ile tokmakla vura-vura mayalandırmaya bırakıyorlar. Fermente edilmiş Kımız'ı içtiğimde tadı ekşimsi ayran gibi geldi bana. Tabii mayalandırmadan dolayı %5 kadarı da alkole dönüşüyormuş.

Efendim; paylaştığım bazı kareler için özürlerimi kabul edin lütfen. Karelerin bir çoğu, kapalı mekanlarda telefonumla çektiğimden karanlık çıkmış. Bazen de fotoğraf çekmeyi unutuyorum. Özellikle yemekli ortamlarda...Son anda tabaklardaki yemeklerin yarısı yenmiş olsa da bazılarının fotoğraflarını çekebilmeyi akıl edebildim. Karelemeyi unuttuklarıma da kısaca değineceğim. ☺️  

Ekmek ( Tokoç-Nan ) ve Borsok

Tokoç ( üstteki ), tandır fırınlarda kömür ateşinde pişen yassı ve yuvarlak bir ekmek türü...Bizim ekmeklerimize benzemese de çok doyurucu...Gerçi önümüze gelen yemeklerden pek ekmeğe sıra gelmedi ki.☺️

Bişkek kent merkezine geldiğinizde aynı bizim köşebaşlarındaki simitçiler gibi Tokoç ve Nan satan tezgahları görebilirsiniz. 

Borsok ( alttaki ) ise koyun yağında kızartılmış bir tür hamur işi...Bizim pişimize benziyor. Yemeklerden önce mutlaka sofrada yerini alıyor. Ana yemek gelmeden önce Kırgızlar, kaymak, reçel ve balla tüketiyorlarmış.

Frambuazlı Reçel

Kendim yıllardır reçel yaparım, ama böyle lezzetli reçeli ilk kez tattım. Bahçelerinden tutun da sokaklarına varana kadar organik meyve ağaçlarıyla dolu olunca elbette reçelleri hem bol hem de lezzetli olur. Her öğünde sofraların baştacı tatlardan biri olmuştu frambuazlı reçel. 

Kayısı Reçeli 

Çekirdekli-çekirdeksizi, kurutulmuşu ve yaşı, reçeli her öğün sofradaydı kayısının. Ağaçlarını görmenizi isterdim. Öyle çoktular ki. ☺️

Peynir

Kırgızistan'da büyükbaş hayvancılığı çok olsa da peynir kültürü yok denecek kadar az. Fotoğrafta gördüğünüz sadece yağlı taze kaşar peyniri ( bir akşam yemeğinde salataya konmuş birkaç parça beyaz peyniri saymazsam) gördüm sofralarında. Açıkçası bol süt veren koyun ve ineklerden çeşit-çeşit peynir olur diye düşünmüştüm. 

Kuruyemiş ve Şekerleme

Büyük servis tabağına dizilmiş kuruyemiş ve şekerlemelerle birlikte kraker, bisküvi ve kurabiye sofralarda her daim yer alıyor. Fıstık ve kavrulmuş kabuklu badem en çok tükettikleri kuruyemişler.

Çorba

Hiç yağ eklenmeden iri doğranmış patates, havuç ve dana eti haşlayıp hazırlanan sulu ve duru çorba, gayet doyurucuydu. Başka bir yemek yemenize gerek yok. Zira kaseler öyle büyük ki.☺️  

Plov, Pilaf, Paloo ( Kırgız Pilavı )

Henüz kaşıklarla tükenmeden son anda fotoğrafını çekmeyi akıl ettiğim plov, yediğim en güzel pilavlardan... Dana veya kuzu eti, havuç, kuru meyve ve az safranla pişiriyorlar pilavı. Kimi yerlerde Özbek Pilavı da diyorlar.

Patates 

En çok tükettikleri sebzelerin başında geliyor patates. Kırmızı ve yeşil biberli, etli patatesi susuz olarak buharda pişiriyorlar. Bu yemek bizim etli patatese benziyor ama çok daha lezzetlisi oluyor. 

Manty ( Mantı )

Bizim mantının çok büyüğü ve buharda pişmiş hali...İçinde bol kıyma ve soğan vardı. Tam bir lezzet bombası...Bizde bir kaşığa 5-6 mantı düşüyor, onların yaptığı 5 parça mantıyla doyuyor insan.  

Yanlış hatırlamıyorsam 2017 yılıydı sanırım, 16 km.lik doğa yürüyüşü sonunda geldiğimiz Yalova'ya bağlı Güneyköy köyünde de bu mantıdan yemiştim. Tabii onlar bu mantıya Hinkal diyorlar. Dağıstan göçmenlerin yerleştiği köyde yaşayan vatandaşların hâlâ kültürlerini sürdürüyor oluşunu görünce memnun olduğumu da hatırlarım. Güneyköy köyüne giderseniz evlerinin bir köşesini çevirdikleri butik restoranlarda Hinkal yemenizi tavsiye ediyorum. Üstelik sizin önünüzde hazırlayıp pişiriyorlar. 

Mantının Çorbalısı

Tek başına yemek olarak da düşünebilirsiniz. Kırgızistan'da yemek porsiyonları gerçekten çok büyük. İlk kez gidecek olanlara tavsiyem, çorbanın ardından büyük porsiyonlu yemeklerin geleceğini unutmayın. 

Yabani Yeşil Soğan 

Tee 2500-3000 rakımlı yaylalarda yabani soğan yetişsin, toplayıp bir güzel yemeğini yap. İnanın, ilk gördüğümde ıspanak sandım. O nasıl bir lezzet, anlatamam. İçindeki etle tam bir şaheser...
Ehh be akılsız başım, yemeğin adını sorsan ne iyi olurdu.☺️
Ülkeye dönünce bu yemekten kendim yapmaya kalktım, yanına bile yaklaşamadım. Onların soğanı nereee, bizim soğan neree...☺️  

Kuurdak

Geldik Bişkek'teki ünlü restoran Navat'a. Ala-Too Meydanı'ndan 10-15 dakikalık yürüme mesafesinde olan restoran, ülkenin en iyilerinden biriymiş.  
İçerinin Osmanlı Dönemi'ni hatırlatan tasarımıyla ilginç bir restoran...Benim en ilgimi çeken ikinci kata çıkışta ters çini tabaklarındaki tavan lambaları olmuştu. Ayrıca yerel halı ve keçe yapımı dekoru da çok beğendim. Haa bir de siz yemeğinizi yerken canlı Kırgız müziği eşliğinde bir an da ortaya çıkan garsonların geleneksel danslarına da şahit olursunuz. 

Gelelim benim yediğim Kuurdak'a. En eski geleneksel yemekmiş. Soğan, yeşil ve kırmızı biberle etin kuyruk yağıyla kavrulmuş hali...Etler büyük ve kalın yaprak şeklindeydi. İki kişinin doyacağı kadar porsiyonu büyük getiriyorlar. Kırgızlar, eti az pişmiş, yani diri sevdikleri için siparişi verirken ısrarla çok pişmiş istedim. 
Restoranda fiyatlar gayet uygundu. Kişi başı ortalama 500 Som ( 7$ ) ödeyerek ( 11 temmuz 2019'da dolar 5,67 liraydı ) yerel yemeklerle bir güzel doyuyorsunuz. Tabii bu en iyi restoranlar için...Orta halli restoranları tercih ederseniz daha azını ödersiniz.

Meyve Tabağı

Kırgızlar, her öğün yemeklerden önce meyve tabağını yer masasına getirip bırakıyorlar.

Tabii ki bu kadar değildi yediklerimiz. Mesela Çin kökenli Dunganlar'ın mutfağı muhteşemdi. Hele ki taze fasulye, ince doğranmış soğan, lahana, salatalık turşusu, baharat ve zeytinyağıyla harmanlanmış Pancar Salatası ( Vinegret ) ile kalın spagettilerin üzerine sebze ve et parçaları serpiştirdikleri Lagman'ın lezzeti doyumsuzdu. Akılsız başımın fotoğrafını çekmeyi unuttuğu otelde yediğimiz Samsı'yı ( Samsa ) unutmam mümkün değil. İçi bol ince kıyılmış et ve soğan dolu hamur işi kahvaltının en güzeliydi. 😊

Okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Görüşmek üzere, doğa ve sevgiyle kalın. ☺️