nazlitoac.blogspot.com

21 Mart 2024 Perşembe

Göktürk-Pirinççi Köyü Doğa Yürüyüşü

 Fatih Ormanı Trekking-İstanbul 

Efendim; İstanbul'da Avrupa Yakası'nın kuzeyinde yer alan, kente nefes veren, adını Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed'ten alan, aynı zamanda sevgililerin uğrak yeri olduğundan bir diğer adı da Sevgililer Ormanı olan Fatih Ormanı'nda 10 Mart 2024 pazar günü NatureTrek Doğa Sporları grubumuzla yürüdüğümüz doğa gezimizi kısaca anlatmaya çalışacağım. 

Bu parkurda; kızdım, öfkelendim, üzüldüm, memnun kaldım, sevdim, güzeli-çirkini gördüm. Anlayacağınız parkur boyunca karmakarışık duyguları yaşadım. Nedenini, okuyunca ve fotoğrafları görünce anlayacağınızdan eminim. 

Göktürk-Pirinççi Köyü Doğa Yürüyüşü 

Mecidiyeköy'den kalkan 48 no'lu İETT otobüsü ile yaklaşık 45 dakikalık yolculuğun sonunda Göktürk Köprübaşı Mahallesi son durakta buluştuğumuz ekibimizle kısa bir hazırlığın ardından başladık yürüyüşümüze. Hafta içi yağan yağmurun çamurlaştırdığı toprak, daha parkur başında bizi nelerin bekleyeceğini haber veriyor gibiydi. 😊

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı

Bazen tek sıra halinde yürüdüğümüz anlardan biri...Karın bu kış pek yağmadığını düşünürsek, en sevdiğim görüntülerden biridir bu çamur ve su birikintisi. Olsun, olsun, berekettir. 

Eyüpsultan ilçesinin Pirinççi Köyü'nden tee Arnavutköy ilçesinin İstiklal Köyü'ne kadar yaklaşık 112 hektarlık alana yayılmış yoğun bitki dokusuna sahip ormanda en çok meşe, gürgen, karaçam, Anadolu kestanesi, dişbudak, ağaç sarmaşığı bulunuyor. Ayrıca yaban domuzu, çakal, sincap, köstebek gibi memeli hayvanların yanı sıra ağaçkakan ve saksağan gibi kuşlara da ev sahipliği yapıyor. 

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan

Uzun zaman sağlık sorunları nedeniyle bir ay öncesine kadar doğaya çıkamadım. İşte, bu bir ay içinde ikinci yürüyüşüm. Buraya geldiğimizde ne dedim içimden, paylaşayım sizinle. " Tanrım, sana geliyorum, bu nasıl güzellik yaa, miss gibi hafiften amber kokusu da geliyor, oyy ciğerlerim bayram etti. " 😊

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan

Sevincim kursağımda kaldı. Toprak yolun sağı-solu çöp doluydu. Bu nasıl aymazlık, bu nasıl çirkinlik...Hayvan yapmaz bunu yahu. Yedin, içtin, götür çöpünü. Getirirken iyiydi, götürürken mi zoruna gidiyor haa...Heyy, doğa düşmanı, sana diyorum, umarım çöpünde debelenir durursun. Bir gram oksijene muhtaç kalasın!

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Şimdii bu ne böyle diyeceksiniz. Görünce şok oldum. Taş ocağı maden sahasıymış. İstanbul'un ciğerlerine olacak iş mi bu...Güzelim ormanın ortasını oymuşlar da oymuşlar. Görmesek haberimiz olmayacak. Rehberimiz Sinan beyin dediğine göre parkurun buradan devam etmesi gerekiyormuş. Aşağısı uçurum, mecburen geri döndük. 

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Çuha Çiçeği...Doğa, uyanmış. Çağırdı, biz de gittik. Sağ olsun, misafirlerini çok iyi ağırladı. " Bak, görsel şölen de sunuyorum. Kıymetimi bilin haa! " dedi. ☺️

Kırda, bayırda bolca yetişen çuha çiçeğinin yaklaşık 500'e yakın türü bulunuyormuş. Anavatanı Çin olan çiçeğin yörelere göre değişik isimleri varmış. Onbiray çiçeği, tutya çiçeği, ayıkulağı ve felçotu olarak da biliniyormuş. 

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Öksürük Otu...Bir diğer adı da farfara...Eskiden insanlar öksürüğü geçiriyor diye kullandıkları için bitkiye öksürük otu demişler. Yapraklarının benzemesinden dolayı da at ayağı, tay ayağı, eşek ayağı, boğa ayağı isimlerini kullanmışlar.
 Bal arılarının ve bazı kelebek türlerinin besin kaynağı olan sarı çiçek, bir mevsim boyunca sap üzerinde kaldıktan sonra yapraklar açmaya başlayınca kururmuş. Ne mutlu bize ki kurumadan görmüş olduk. :)


Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Adı orman ama orman yok ki, hani nerede, gören var mı...Bu da başka maden sahası...Yine şok, şok tabii...Tee karşıdaki yer de traşlanmış. Etrafındaki bitkilerden anlaşılıyor, ortası boş. Demek ki orası da oyulacak. Aklımda delice sorular dönüp duruyor da cevabını bulamıyorum. 

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Bu da başka maden sahası, ettiii üç...Parkura devam edeceğiz, yok, olmuyor. Yine geri döndük tabii. 

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Doğa yürüyüşlerinde duvara toslayınca  önde olanlar, geriye dönüşlerde en arkaya kalır. Ahaa o anlardan biri...En arkada kaldım. :)

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Bu kapıdan girmiştik. Kapı dediğime bakmayın, kayaların yanından geçmiştik. Maden sahalarıyla karşılaşacağımızı sanmıyorduk tabii. Gerisin geri aynı yerden çıktık. Benim dikkatimi çekense madenleri işleten şirket ismi niye yok. Yanlışım varsa düzeltin lütfen, tabelası olmalıydı, değil mi?

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Ağaç-Duvar Sarmaşığı ( Hedera Helix-Antik Yunanca'da helix, sarmal anlamındadır. ) ...
Yıllardır ormanla çevrili doğa yürüyüşü yaparım. Ağaçları sarmalayan sarmaşıkları gördüğümüzde şöyle bir kanı oluşur dimağlarımızda. " Tırmanıcı sarmaşıklar ağaçlara zarar verir. " Pekii, bu zararlar nedir ki, biraz araştırayım dedim. Vay canınaa, zarar da neymiş, meğer faydaları saymakla bitmiyormuş. 

M.S. 77 yılında doğa bilimci ve filozof Gaius Plinius, Doğa Tarihi kitabında " Sarmaşık ağaçları öldürür " demiş. Kitabı okuyanlar da başlamış sarmaşıkları kesmeye. Öyle, öyle yüzyıllardır devam etmiş bu önyargı. Günümüze gelindiğinde Fransa'daki Ulusal Ormancılık Ofisi araştırma yapmış. 

Topraktan fırlayan sarmaşık bitkisi, ilk önce yerlerde sürünmeye başlıyor. Büyüdükçe yakınındaki desteğe ihtiyaç duyuyor. Desteğe tutundukça ışığa yöneliyor. Sarmala-sarmala, oluyor sarmaşık...Bu esnada çiçeklenmeyle birlikte arıların ziyareti başlıyor. Ağaçlar, sonbaharda dökmesine rağmen sarmaşıklar yapraklarını yıl boyu döküyor. Su ve mineral tuzlarını da tırmandığı ağaçtan değil, yerde sürünen sarmaşık köklerinden alıyor.
 Çiçeklenmeden sonra meyvesini veriyor ve kuşların, börtü böceğin beslenmesini sağlıyor. Ayrıca bazı kuş ve böcek türlerine kışın dinlenmeleri için barınak olduğu gibi ağaçla birlikte tozları emdiğinden havanın temizlenmesine katkıda bulunuyor.
Yani ekosisteme faydalı olan sarmaşıkların kesilmesi hiç iyi değilmiş. Bundan sonra keseni görürsek uyaralım ki kesilmesin.

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Çay ve çamurun birlikteliği...Ben buna hayat derim. Şehirdeki toz yerine doğadaki çamuru tercih ederim efendim. ☺️

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Ufak bir dere geçişimiz de oldu. Su, hayattır. Hayat da sudur. 

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Kekik kokularının oldukça yoğun hissedildiği bölgeye geldiğimizde dikkatimi çeken de her tarafa yayılmış keçi gübreleriydi. Keçi gübresi varsa, o toprak verimli demektir. Toprağı işlemesi kolaydır. Yetişen bitkilerin sağlıklı büyümesini de sağlar. 
Doğal ortama asla müdahale edilmez. Müdahale edildi mi, toprak küsmeye başlar. Toprağın küsmesi demek, bitkilerin yok olması demektir.

Fatih ( Sevgililer ) Ormanı-Eyüpsultan 

Tee karşıdaki Pirinççi Köyü, sonunda görüş açısına girmiş oldu burada. Yakınmış gibi görünüyor ama hiç de değil. Ormanlık alanın bitiminde başlayan tarlalardan geçip köye öyle varılıyor. Oradan da rotaya başladığımız Göktürk-Köprübaşı Mahallesi'nde gezimiz son buldu.

Göktürk-Pirinççi Köyü Parkuru 

Takip ettiğimiz rotamızın bilgileri...Dikkatle bakarsanız sol üstte maden sahalarından dolayı iki kez geçemeyip geri döndüğümüz açıkça belli oluyor. ( Fotoğraf, rehberimiz Sinan beyin izniyle paylaşılmıştır. )

Başta dediğim gibi, bu parkurda olumlu-olumsuz duyguları yaşadım. Her ne olursa olsun çoğunu tanımadığım halde 23 kişilik grubumuzdan çok memnun kaldım. Hafif iniş-çıkışın olduğu yaklaşık 14,5 km.lik orta zorlu parkuru, molalarla birlikte 5 saat kadar sürede bitirdik.

Rehberimiz Sayın Sinan Bey ve ekibimize sonsuz teşekkür ediyorum. Yeni parkurlarda görüşmek üzere, doğa ve sevgiyle kalın. 


Çok severek dinlediğim bu videoyu paylaşma sebebimi açıklamak isterim. Bir genç kızın rüyası anlatılıyor videoda. Ve rüyasının ilk bölümünde doğanın nasıl katledildiğini görüyor. İkinci bölümde ise dünyanın güzelliklerini bizlere yansıtıyor. Videodaki müzik zaten başlı başına muazzam, anlatılanlar ise yaşadığımız dünya...Dünya, neden ikinci bölümdeki gibi olmasın...Dinleyip izlemenizi tavsiye ederim. 



49 yorum:

  1. Ben kendime bir yöntem edindim ve bu tür yerlerde gözlerim çirkinliklere karşı hemen off konumuna gelebiliyorlar, görmeyince yoklarmış oluyorlar; çünkü tersi durumda kafayı yememek mümkün değil. Yani her şeyin bir çaresini bulmak zorundayız Nazlı Hanım, başka bir yol yok. Taa ki doğanın değerini bilen birileri bizi yönetmeye başlayana kadar. Sabır yani:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yöntemi ben de deniyorum Sayın Buraneros. Ufak tefek olumsuz, çirkin görüntüleri hemen zihnimdem uzaklaştırıyorum ki bir daha aklıma gelmesin. Fakat bu sefer büyük doğa kıyımını görmezden gelmem mümkün değil.
      Bir de eğer İstanbul kanalı yapılırsa, işte onun gtireceklerini düşünmek bile istemiyorum.
      Her şeyin çaresi var aslında. Tek yapmamız gereken sahip çıkmak. Başka yolu da yok. Doğanın değerini bilen birileri gelene kadar kim bilir nereler talan edilecek. O kıymet bilen birileri bir an önce gelsin diye sabırla bekliyoruz. :)
      Değerli katkınıza çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  2. Aa! Sevgililer Ormanı'nı ilk kez duydum:) güzel isimmiş:) yağmurdan sonra toprak yol fena olmuş ama :( gerçi evet bereket yağsın bol bol:)) hayvanlar doğayı kirletmiyor mesela kedilerin kakasını, çişini kimse göremez çünkü örterler ama insanların çöpüne ne diyeyim? Görgüsüzlük, eğitimsizlik...ay amiinnn aminnn...böyleleri çöplük evlerde otursunlar..
    Aaaaaaaa! Taş ocağı mı? Yuhhh! Allah'ım sana geliyorum!
    Mor çiçeklere bayıldım demek ismi Çuha çiçeğiymiş.
    Sarı çiçekler de çok güzel ♥
    Sonra yine maden! Allah'ım saçımı başımı yolacağım!
    Bence de tabelası olmalı. Kim acaba? Büyük ihtimal yabancı biridir kendi ülkesini mahvetmek yasaktır, burayı mahvediyordur Tayyipgillere bol para vermiştir çünkü!
    Sarmaşıklar hakkındaki bilgileri bilmiyordum doğada hiçbir şey boşuna değildir demişti bir tanıdığım boşuna kesmişler yıllarca...
    Güzel şarkı, bu harika fotoğraflar ve bilgiler için çok teşekkür ediyorum Nazlıcığım. Sevgiler ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maden sahaları kimin diye eve gelir gelmez araştırmıştım. İki ayrı Türk maden şirketleri çıktı karşıma. Yabancısı yerlisi el ele vermiş ülkemizi talan etmeye devam...Koskoca maden sahalarına birileri çıkıp, durun, ne yapıyorsunuz, burası olmaz maden sahası dememiş. Ne konusu edildi ne de medyaya yansıdı. Çok zoruma gidiyor çok.
      İnsan denilen varlığın davranışı ülkeden ülkeye değişiyor kanımca. Balkanlar'a, Gürcistan'a, Kırgızistan'a gittim, bizim ülkemizdeki manzarayla hiç karşılaşmadım. Ormandan sorumlu ben olsam yapacağım ilk iş piknik yapılan yerlere kamera yerleştirirdim. Vayy sen misin çöpünü bırakan, bak nasıl cezayı veriyorum der, olur biterdi ve attığı çöpü toplatırdım. Devlet tarafından da ulusal televizyon kanallarına halkı bilinçlendirme ve çevre konusunda program yapması için teşvik de edilebilir. Aslında çok basit bu yapılacak olanlar ama ülkemizde bir boşvermişlik almış başını gidiyor.
      O tanıdığınıza sonuna kadar katılıyorum. Evet, doğada hiçbir şey boşuna değildir. Birileri birşey söylüyor, diğerleri peşinden gidiyor. Yahu bunun aslı astarı nedir, durun bir düşünelim, bakalım, tartalım neymiş demiyoruz.
      Rica ederim, ne demek, okuyup değerli yorumunuza asıl ben teşekkür ediyorum. Ben de sevgilerimi gönderiyorum. ❤️

      Sil
    2. Nazlıcığım ber direkt, ormanda piknik yapılmasını yasaklardım. Piknik çok özleyen olursa şehrin içinde çocuk parklarında tahta masalar, sandalyeler oluyor, eh, ağaçlar, çimenler de var orada yapsın. Ormanlara insan giremesin senin ve arkadaşların gibi zarar vermeyecek, insan gibi insanlar hariç tabii. :)♥

      Sil
    3. Tabii ya, şehrin içinde piknik yapılan bolca yer var. Fakat mangal yakmak için o tarz parklarda yasak olduğundan ormana gidiliyor. Orman Genel Müdürlüğü'nün müsaade ettiği alanlara gidilsin tabii, yersin, içersin, çöpünü de alır götürürsün. Usulünce yapıldıktan sonra hiç sorun kalmayacak. :)
      Hem övgü dolu sözlere hem de kıymetli katkınıza çok teşekkür ediyorum. :)❤️🌺

      Sil
  3. Ayy nasıl özendim biliyor musun? Geçen sene temmuzdan bu yana başıma gelenlerden dolayı evden çıkamıyorum. İnşallah yazın bende dağ tepe gezmek istiyorum. İyi gezmeler olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başınıza gelenler için üzüldüm Beyda Hanım. Çok geçmiş olsun size. İnşallah en kısa zamanda dağa tepeye çıkarsınız.
      Çok teşekkür ediyorum. Sizin de iyi gezmeleriniz olsun. :)

      Sil
  4. Merhabalar.
    Göktürk Pirinççi köyü Doğa Yürüyüşü paylaşımınızı hem izleyerek, hem de okuyarak buruk bir keyif aldığımı söylemek istiyorum. Emeğinize, gönlünüze ve ayaklarınıza sağlıklar dilerim. Ağaçlık alanın da bakımının olmadığını gözlemledim. Oysa buralar, bizim gözümüz gibi bakmamız, canımız gibi korumamız ve sahip olmamız gereken doğa alanları. Ama bırakın ağaçlıklı alanın bakımını, adamlar piknik yapmışlar çöplerini bırakıp gitmişler. Hele o maden ocaklarının o alanlarda ne işi var? Çıkarılan maden Türkiye'yi mi kurtarıyormuş? Bir kere yeşil ve ağaçlıklı alanların altında kanser hastalığının ilacı var deseler, asla kazma vurulmamalı.

    Böyle bir yürüyüş alanının bakımlı olması gerekirdi. Bu işi Batılılar doğanın dokusunu bozmadan öyle güzel yapıyorlar ki, hayret edersiniz. Benim memleketimde Japon hükümetinin kazı çalışması yaptığı alanın çevresine bir bahçe yaptılar, hayran olmamak, hayran kalmamak elde değil. Ben daha bizim ülkemizde hiçbir belediyenin böyle örnek bir çalışması olduğunu sanmıyorum. (Yılmaz Büyükerşen-Eskişehir hariç)

    Yürüyüş yaptığınız parkur alanının yani yolun da yağışlardan etkilenmeyecek şekilde bir bakımı olması gerekmez miydi? Orası motorlu araç ve taşıtların ralli yarış sürüşü yaptığı bir parkur değil ki, doğa severlerin spor yürüyüşü yaptığı yerler.

    Ben de sizin gibi böyle doğa yürüyüşlerini çok severim. Ama böyle profesyonel bir ekiple birlikte hiç yürüyüş yapamadım. Benim yürüyüşlerim de tek başıma ilçe merkezinden köylere olurdu. Köylere yaya gider, geri de gelirdim. Benim de kat ettiğim yürüyüş mesafem 22-24 km. arasında olurdu. Sadece yazlık kıyafet ve ayakta da yazlık keten bir pabuç, Allah ne verdiyse tabana kuvvet gidip gelirdim. Daha sonraları bisikletimle gidip gelmeye başladım ve en sonunda da bedenimizi çok hırpaladığımız için, şimdi de dökülüyorum. Sol dizimde başlayan eklem kireçlemesi, bırakın 22 km. yol yürümeyi; ekmek ya da gazete almaya ancak gidip gelebiliyorum. Sol dizim iyice gitti.

    Bu güzel ülkeme ne hükümet, ne de yerel idareciler sahip çıkmıyorlar. Ne var ne yok sattılar, topraklarımızda da zehirli kimyasallarla maden aramalarına ruhsat veriyorlar. İstanbul gibi mukaddes, mübarek ve dünyanın incisi bir şehre kıyılır mı? Yazık değil mi? Daha bir de Kanal İstanbul projeleri var! İstanbul'da yeteri kadar kanal ve boğaz var, yazık değil mi o güzelim doğal halini bozup suni kanal yapmaya.

    Bakın siz kendiniz de söylüyorsunuz bu yürüyüşten hiç memnun kalmamışsınız. Neden? Çamurdan çaylaktan, atık çöplerden ve maden ocaklarından dolayı rahatsız olmuşsunuz. Tabi, çok da haklısınız.

    Bu ülkenin kıymetini kim bilecekse, işte öyle liyakatli, vatanperver ve yurtsever idareciler, yöneticiler gelsin başımıza. İnşAllah! Amin!
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey...
      Gerçekten de çamurdan hiç rahatsız olmadım. Hafta içi yağmur yağdığından tahmin ediyorduk çamur olacağını. Çok defa yürümüşümdür çamurlu parkurlarda. Bir seferinde önde gidiyorum, adımımı attım, çamura dizime kadar gömülmeye başladım. Meğer çukur çamurla dolmuş. Eşim kolumdan tutup çıkarmıştı beni o zaman. :) Yeter ki doğaya çıkayım, benim için farketmiyor çamur.
      Evet, rahatsız olduğumuz çöpler ve maden sahalarıydı. Çöpler bir şekilde toplanır, atılır. Maden sahalarının tahribatı nasıl yok edilecek, işte büyük sorun bu. Bilakis bu tahribatın devam edeceğini düşünüyorum.
      Bildiğim kadarıyla İstanbul kanalı, Arnavutköy'den geçiyor. Yani Fatih Ormanı'nın bitimine yakın yerde kanal açılacak. Bu demektir ki kanal projesi uygulanırsa ormanlık alan yutulmaya başlanacaktır. Yutuldukça ekosistem tamamen bozulacaktır.
      İstanbul'a yapılan, dünyanın herhangi başka ülke şehrine yapılmamıştır. Hakikatten de kanalımız zaten var, ne gerek var başka kanal açmaya. Nedenlerini aslında hepimiz biliyoruz. Biliyoruz da birileri kafasını kuma gömüyor, görmemezlikten geliyor. Ne diyeyim, Allah akıl fikir versin.
      Bence piknik alanlarının yeri belirlenmeli. Bunun dışında olan yerler pikniğe yasak olmalı. O belirlenen piknik alanına ilk önce çöp konteyneri konmalı. Ve sürekli kontrol eden görevliler mutlaka olmalı.
      İnsan biraz çekinir, düşünür, ben ne yapıyorum çöpü bırakmakla demeli. Bir daha gelirsem bu çöpün içine gelmek ister miyim diye düşünmeli. Neden doğayı kirletiyorum demeli.
      Bizim batılılar gibi olmamız için daha çoookk zaman var Recep Bey. Belki torunlarımız sahip çıkar diye umut ediyoruz artık. Tabii doğa diye birşey bırakırsak.
      Zamanında köye yürüyerek gidip gelmenize, hele az buz değil hani 22-24 km. kat etmenize bravo diyorum. Hem de günlük kıyafetle...Tabii yaş aldıkça bedende çıkan marazlar uzun süreli yürümelere engel oluyor. Elimizden geldiğince kendimizi yoracak faaliyetleri bir kenara bırakmak zorunda kalmak üzücü olsa da yapacak birşey yok. Diziniz için size büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
      Aslına bakacak olursak, bazı İstanbul ormanlarında bakımlı yürüyüş parkurları var. Fakat belli bir kısmına kadar yapılıyor. İsteyen rahatlıkla yürüyebiliyor. Öyle ki düz ayak olduğundan yorgunluk hissi de bırakmıyor. Bizim gittiğimiz ise iniş-çıkışın olduğu, el değmemiş doğanın kalbi parkurlar oluyor. Arada bir hafta içi bakımlı parkurlara gittiğimiz de oluyordu. Temiz hava almanın dışında pek tat vermediğini de eklemeliyim. :)
      Aminn Recep Bey, İnşallah kıymet bilen vatansever yöneticiler bir an önce gelir. Ülkemiz öyle çok güzel ki liyakatlı yöneticileri hak ediyor.
      Sizin de gönlünüze sağlık olsun. Değerli katkınıza çok teşekkür ediyorum.
      Ben de selam ve saygılarımı gönderiyorum.

      Sil
  5. Merhabalar.
    Video formatında paylaştığınız müzik için de söyleyeceklerim vardı ama bir türlü ona sıra gelmeyince ben de ikinci bir yorum marifetiyle değinmek zorunda kaldım.

    Müzikte kullanılan o sihirli sesin sahibi, üflemeli bir çalgı olan flüt ya da kaval diyeceğimiz bir formatta dizayn edilmiş bir enstrüman. Paylaşım gerçekten çok güzeldi, beğendim. Emeğinize ve gönlünüze sağlık.

    Söz konusu video formatında hazırlanan müziğin, dünyanın nasıl katledildiğini anlatması bakımından da çok anlamlı ve önemliydi. Böyle anlamlı bir müzik parçasını bizlerle paylaştığınız için ayrıca teşekkür ederim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar...
      Tekrar ziyaret ve yorumunuza çok teşekkür ediyorum.
      Paylaştığım videoyu beğenmenize memnun oldum. Yaklaşık 10 yıldır flüt ve pan flüt tarzı müzikleri dinliyorum. Çıkan ses ve melodileri öyle güzel icra ediyorlar ki...Sevmeden dinlemek mümkün değil bence.
      Bu videoyu epey zamandır paylaşmayı düşünüyordum. Tabii maden sahalarını ve çöpleri göreceğim aklıma hiç gelmedi. Video da bu yayına kısmet olmuş oldu.
      Rica ederim, ne demek Recep Bey, izleyip dinlediğiniz için asıl ben teşekkür ediyorum size.
      Saygılar, selamlar...

      Sil
  6. Doğa her geçen gün katlediliyor, ne yazık. Sanki madenler kurtaracak bizi. Her yere çöpünü bırakanlar da ayrı konu, bu kadar mı umursamaz olur insan. Hiçbir şeyin kıymeti bilinmiyor.
    Yürüyüş bayağı uzun sürmüş, ne güzel. Hiç bu kadar uzun yürüyüş yapmadım. Çiçekler çok güzelmiş. Paylaşım için teşekkürler Nazlı Hanım. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her geçen gün bir yerlerin talan edildiği çıkıyor ortaya. Sesimizi çıkarsak olmuyor, sessiz kalınca göz yummuş oluyoruz. Biz hangi ara bu kadar çok duyarsız olduk, bilmiyorum. Umursamamazlık, bencillik, çıkarcılık ön safhada yer alıyor artık. Dediğiniz gibi hiçbir şeyin kıymeti bilinmiyor evet ama en azından idrak etse, gelecek nesle nasıl bir ortam bırakıyorum diye düşünse, o da yok.
      Yürüyüş, eşim ve ben için uzunluğu ve süresi gayet iyiydi. Azı bize yeterli gelmiyor, fazlası da yorgunluk yapıyor. Sıkıntısı olmayan güzel bir parkurdu. Umarım bir gün siz de uzun yürüyüşlere katılırsınız. Ama baştan diyeyim, alışkanlık yapıyor. Bir kere başlayınca sürekli gitmek isteyebilirsiniz. :)
      Asıl ben teşekkür ediyorum kıymetli yorumunuza Duygu Hanım. Mutlulukla kalın. ❤️😊

      Sil
  7. Video çok nahif bir şekilde aktarıyor dünyamızdaki güzelliklerin katliamını ama anlayan yok maalesef.
    Açıkçası ben de şok oldum orman içinde bu kıyamı görünce. En sonunda nefes alamazlar, bir oksijen tüpüne muhtaç olurlar inşallah demek istiyorum bu gözlerini maddiyat bürümüş insanlara. :(
    Yine de güzel bir doğa etkinliği yapmışsınız grubunuzla ve sağlığınıza kavuşmanıza çok sevindim.
    Sağlıkla ve güzelliklerle dolu nice doğa yürüyüşlerine umarım. @>----
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin sevgili Sezer Hanım! Belki o zaman akılları başlarına gelir diyeceğim ama hiç sanmıyorum. Gözleri para bürümüş kişilerin kalpleri de mühürlüdür diye düşünüyorum.
      Videonun dünya genelini yerinde tespitlerle farkındalık oluşturarak anlatmasını çok takdir ettim ben de. Dediğiniz gibi anlayan yok. Anlasa da umursamayanlar da çok. Azıcık vicdanları sızlasa keşke, o da yok.
      Yine olsa yine giderim dediğim bir parkurdu. Ekibimizin hızlı ve sessiz oluşu da eklenince güzel bir etkinlik oldu.
      Güzel dileklerinize ve yorumunuza çok teşekkür ediyorum. Ben de size sağlık ve güzellik dolu nice günler diliyorum. Sevgi ve selamlar...

      Sil
  8. Sevgililer Ormanı'nı ilk kez duydum, ne kadar güzel ama çöpleri görmek çok üzdü beni😔 Niye bu kadar duyarsız olduk? Bu sorunun cevabı yok. Doğada olmak, temiz havayla yürümek çok iyi geliyor. Çiçeklerin güzelliği bambaşka😊 Hiç bilmiyordum burayı, bir gün gidebilir miyim bilmiyorum. Sayenizde yeni yerler ve bilgiler öğrenmiş oldum. Emeğinize sağlık😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım bir gün gitmek size de kısmet olur sevgili Balkabağı Perisi. Aslında o olumsuz taraflarını yok sayarsak İstanbul gibi büyük kentin ciğerleri sayılan ormanın enfes bir doğası var. Duyarsızlığın bitmesini, sahip çıkılmasını umut etmekten başka elimizden gelen yok ne yazık ki.
      Sizin de gönlünüze sağlık olsun. Değerli katkınıza çok teşekkür ediyorum. 😊

      Sil
  9. Geziniz güzel başlamış Nazlı Hanım ancak maden alanlarını görünce benim de moralim bozuldu. Yazık gerçekten, nerede ağaçlar nerede orman?
    Gitmeseniz bilemeyecektiniz ve bizler de bilmeyecektik.
    Yine de genel olarak ekibinizle yaptığınız bu güzel yürüyüş harika bir aktivite:)
    Yeni doğa yazılarınızı merakla bekliyoruz Nazlı Hanım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Sevil Hanım, grupça şaşkınlığımızı görmenizi isterdim. Kimsenin haberi yoktu maden sahalarından. Belki ben kaçırmış olabilirim, bilemiyorum, medyaya da yansımadı sanırım. Sessizce talan ediliyor tabiatımız. Gerçekten de yazık oluyor cennet vatanımıza.
      Toprakta yürümenin keyfini özlemiştim. Olumsuz tarafını görmezden gelirsek bizim için harika bir gezi oldu.
      Fırsat buldukça yeni ve geçmiş gezilerimi yayınlara hazırlama aşamasını bitirdiğimde naçizane paylaşacağım. Bazen yayına fotoğraf yerleştirme konusunda sorun yaşıyorum. Tam yazı yazacağım hoop başka tarafa atlıyor fotoğraf. Niye öyle oluyor, anlamış değilim. :)
      Kıymetli katkınıza çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  10. buraları hiç duymamışım, ne güzelmiş, teşekkür ederiz :) biz türkler işte böyleyiz estetik kaygı yok doğaya saygı yok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim, ne demek sevgili deeptone, asıl ben teşekkür ediyorum kıymetli katkınıza. Ahh biz Türkler doğanın değerini bilmez milletmişiz meğer. Elbette hepimiz değiliz ama azınlıkta kalmışız ne yazık ki. Çoğalmayı yürekten diliyorum. :)

      Sil
  11. İnsanoğlunun kendine yaptığını başka hiçbir canlı insanoğluna yapmamıştır. Af edersiniz ama ben öylelerine "hayvan" diyorum.

    O maden sahalarına izin verenler de büyük suçlu. Yeşil düşmanları maalesef çoğaldı günümüzde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size katılıyorum Recep Hilmi Bey. Talana izin verenler de suçlu. Küçük bir şey değil ki, devasa boyutta talan bu hem de. Sonsuza kadar kazılmayacağına göre bir zaman sonra bırakılacak orası. Kocaman çukur, çukurluğuyla kalacak. Bir yara gibi...
      Yeşil düşmanının azalmasını hatta yok olmasını umut ediyorum Recep Hilmi Bey. Yazık olmasın güzel vatanımıza.
      Değerli katkınıza çok teşekkür ediyorum.

      Sil
    2. Ben teşekkür ederim farkındalık uyandıran bu yazılarınız için...

      Sil
  12. Burayı bende keşfetmedim. İyi oldu bu yazınıza denk gelmem. Ne güzel görseller bunlar. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peliş Hanım, değerli ziyaret ve yorumunuza çok teşekkür ediyorum. Keşifler güzel oluyor. Umarım sizin de yeni keşiflerle birlikte güzel gezileriniz olur.😊

      Sil
  13. spama da bakıverin amaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ay özür yorumum yukardaymış, göremedim de, bazen yorumlarımız spama düşüyo ya öyle oldu sandııım :)

      Sil
    2. Hiç sorun değil sevgili deeptone. Olur öyle şeyler. Haklısınız, yorumlar bazen spama düşüyor. Ben de sık sık kontrol ediyorum. :)

      Sil
  14. Böyle yerler var mıymış İstanbul'da, çok güzelmiş:) Çok keyifli bir yürüyüş olmuştur.Bizimle de paylaştığınız için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul'un hem Avrupa hem de Anadolu yakalarında ormanlık alanları var. Sert çıkışları fazla olmasa da güzeldir. Olumsuz taraflarını yok sayarsam, ki keşke olmayaydı, keyifli bir yürüyüştü. :)
      Rica ederim, ne demek...Kıymetli yorumunuza ben de teşekkür ediyorum. :)

      Sil
  15. Maden sahalarını gördükçe kahroluyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kahroluyorum.
      Kıymetli katkınıza teşekkür ediyorum.

      Sil
  16. Sevgili Nazlı Hanım, yine çok güzel bir yazı hazırlamışsınız. Ellerinize, ayaklarınıza, emeklerinize sağlık. Diğer yandan doğal güzelliklerimize layık gördüklerimiz gerçekten çok düşündürücü. Umarım bu hayati konularda bilinç artar. Mutlu bayramlar.dilerim. Sevgiler selamlar 🥰🌺😊🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kıymetli katkınıza çok teşekkür ediyorum sevgili Yıldız Hanım. Sizin de gönlünüze sağlık olsun.
      Doğanın layık olduğu değerin en kısa zamanda yerine gelmesini ben de umut etmek istiyorum.
      Sizin de bayramınız kutlu olsun. Nice mutlu bayramlara...
      Sevgi ve selamlarımı gönderiyorum. ❤️😊🌺

      Sil
  17. Maalesef çöp konusuna ben de çok denk geliyorum. Şehirler, kalabalık yerleri geçtim artık hiç olmayacak yerlerde, mesela sizin resminizdeki gibi doğanın ortasında bile çöp görünce çok sinirleniyorum. Küçücük bir şeyi taşımak ne kadar zor olabilir aklım almıyor bazen. Çocuklarsa bunu yapan uyarmak ne kadar zor olabilir bir ana - baba - öğretmen olarak onu da anlamıyorum.

    Evet, ülkemizin estetik algısı da yok maalesef. Zenginliklerimizi görememe problemimiz var Türkler olarak :) Tek zenginlik algısı paradan ibaret çünkü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Zeynep Hanım, nicelerine şahit oldum, çocuklar büyüklerini taklit ediyor. Öğretmen her ne kadar eğitimde yardımcı olsa da çocukları bilinçlendirme, ebeveynde bitiyor. Ebeveynin davranışını örnek alır çocuklar. Çöpün çöp kutusuna atıldığını gören çocuk, aynısını yapar. Çevreyi seven, sayan, değerini bilen nesiller yetiştirmek her anne babanın görevi olmalı ama gel gelelim kendi yapmıyor ki çocuktan bekleyelim.
      Para, ülkemizin değerlerinin çok üstünde ne yazık ki sevgili Zeynep Hanım. Çıkar söz konusu olunca gözler görmez hiç bir şey. :)
      Değerli yorumunuza çok teşekkür ediyorum. :)

      Sil
  18. Selamlar, parkur gözüme uzun göründü. Tüm olumsuzluklara rağmen tamamlamayı başarmışsınız. Tebrik ediyorum. Maden sahaları daha ne kadar çalıştırılır bilmiyorum ama oturduğum yerin yakınında bir tane var. Çevresi millet parkı yapıldı. Taş ocağı da islah edildi. Çepeçevre merdivenler yapıldı. Masalar konuldu, bezden çatı kuruldu. Kuşlar ziyaret ediyor çokça. Yani kuşların yaşam alanı oldu orası. Artı çevresi ağaçlandırıldı. Belki ileri de Fatih Ormanı'ndaki maden sahaları da elden geçirilir. Sarmaşık konusunda aydınlattığınız için teşekkürler. Ağaçlara zararlı olduğu söylendiği için bende buna inananlardandım. İstanbul'da Belgrad Ormanı içinde parkur yürüyüşüne katılmıştım. Bir de baraj vardı orada. Ve aklımda temiz bir mekan olduğu kalmış.
    İyi bayramlar diliyorum Nazlı Hanım. Teşekkürler.😊🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selamlar...
      Çok teşekkür ediyorum değerli katkınıza.
      Parkurun uzunluğu bizim için idealdi. Fazla sert çıkış olmadığından yorucu da olmadı. Aslında evden çıkıp eve gelene kadar o gün toplamda 17,5 km. yürümüşüz eşimle. Güzel ve keyifliydi. :)
      Oturduğunuz yeri bilmiyorum ama bu harika habere çok sevindim. Demek ki taş ocağı ıslah edilebiliyor. Ahh müthiş güzel olmuştur orası. Hele kuşların yuvası olmasına ayrı sevindim. :))
      Umarım Fatih Ormanı'ndaki ocaklar da ıslah edilir. Fakat yakın zamanda olacağını pek sanmıyorum. Ömrüm yeterse görmek nasip olsun diyeyim artık. :)
      Belgrad Ormanı'nda çok defa yürümüşümdür. Harika parkurlara sahiptir. Baraj bentlerine de gitmişimdir. Belgrad Ormanı'nın piknik alanları dışındaki doğası biraz daha bakımlıdır. Çok iyi yapmışsınız gitmekle. Tekrarını diliyorum size. :)
      Sizin de bayramınız kutlu olsun. Nice mutlu bayramlar dilerim. 🌺😊

      Sil
  19. Merhabalar.
    Gezi ile ilgili paylaştığınız görsellerden biri dikkatimi çekti. Söz konusu mavi renkli su birikintisi, fotoğraf karesine bir kalp şeklinde yansımış. Bilmiyorum o görüntü sizin de dikkatinizi çekti mi? Yazınızın başından itibaren paylaşılan resimlerden beşincisidir bu görüntü.

    Herhalde bu su birikintisi de taş ocağı maden sahası nedeniyle böyle çukurlaşmış. İstanbul'un merkezinde taş ocağı maden sahası ne arar Allah aşkına! Orası İstanbul, İstanbul denilince akan suların durulması lazım.

    Değerli kardeşim, anlaşıldı, biz çıkarımız ve menfaatimiz için İstanbul falan dinlemeyiz, her yeri kazar, delik deşik ederiz. Bu maden ocağı işletmecisine ruhsat verenlere terbiyemi bozmadan lanetler okumak istiyorum. Yazık, gerçekten çok yazık. İstanbul özel bir statüye kavuşturulmalı. İstanbul'un tamamı sit alanı ilan edilmeli ve İstanbul'u bozacak hiçbir işletmeye ve yapıya müsaade edilmemeli. Herkes öyle gelişigüzel İstanbul'a göç edip yerleşmemeli. İstanbul'a temelli yerleşecek olanların mutlaka geçerli mazeret belgelerini sunmalı. Aksi halde İstanbul'a turistlerin ve turist amaçlı girişlerin haricindeki her türlü girişler yasaklanmalı. Şimdi mübalağa edeceğim ama, İstanbul'da İstanbulludan çok sığınmacı, göçmen ve yabancı vardır.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar...
      Tüm sözlerinize katılıyorum Recep Bey. İstanbul gibi kadim şehre ihanet ediliyor oluşunun hiçbir mazereti olamaz. Bu nasıl gözü dönmüşlük, inanın aklım almıyor. Çıkarcılığın kitabını yazanlar, şehrin her alanını el birliğiyle talan etmeye sanki söz vermişler. Liyakat sahibi yöneticiler olmadığı sürece de bu böyle devam edecektir maalesef.
      Maden sahasındaki göletin kalp şeklinde oluşu benim de dikkatimi çekti. Aslında göletin büyüklüğünü fotoğraf çekerken tam olarak kadraja alamadım. Uçurumun kenarından bakarken göletin sonunu göremeyeceğim kadar büyüktü. Keşke doğal oluşumdan kaynaklı olaydı, ne güzel olurdu.
      Fatih Ormanı, Belgrad Ormanı'nın devamı niteliğindedir. İstanbul'un Avrupa Yakası'na oksijen sağlayan bölgedir. Kıymeti öyle çok büyüktür ki, değeri ölçülemez. Bir çivi bile çakılmaması gerekirken maden sahaları açılmış. Açana da açılmasına göz yumana da aklımdan geçenleri yazmayayım şimdi.
      Kıymetli yorumunuza çok teşekkür ediyorum Recep Bey.
      Ben de size selam ve saygılarımı gönderiyorum. Var olun.

      Sil
  20. yürüyüş yapmak ve doğanın bir parçası olmaya çalışmak insana iyi geliyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğa yürüyüşlerinde tüm dünyevi kederler akıldan uçup gidiyor. En başta da şehrin gürültüsü, kirli hava yok oluyor. :)
      Doğanın bir parçası olmaya çalışmak...Doğa gezilerinin özeti niteliğinde bir cümle olmuş. Çok sevdim cümleyi. :)
      Değerli katkınıza çok teşekkür ediyorum. :)

      Sil
    2. ben teşekkür ederim değerli paylaşımınız için:) mesela kızımla sarı kır çiçeklerinden topluyoruz adını öğrendim sayenizde, öksürük otu:) oradaki aurayı esenlikle hissettim...

      Sil
  21. Orman kokusu en sevdiğim kokulardan, çok iyi yapmışsınız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de en sevdiğim kokulardandır orman kokusu. Çok teşekkür ediyorum değerli katkınıza. :)

      Sil
  22. Ben de bu ormanı sizden öğrenmiş oldum :) keşke doğayı kirletmeseler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke kirletmeseler. Umursamayanların dünyasında yaşıyoruz ne yazık ki.
      Kıymetli katkınıza çok teşekkür ediyorum Mert Bey.

      Sil