nazlitoac.blogspot.com

18 Mart 2022 Cuma

Ushguli Köyü-Svaneti-GÜRCİSTAN

Gittim USHGULİ KÖYÜ'ne, masallar diyarına kapıldım. ☺

Efendim; orta çağdan kalma, Avrupa'nın en yüksek ve en eski sürekli yaşam olan bu köyü, elimden geldiğince kısaca anlatmaya çalışacağım. 

4 yerleşimden ( Murgmeli, Chazhashi, Chvibiani ve Zhibiani ) oluşan Ushguli Köyü, Gürcistan'ın en yüksek zirvesi Shkhara Dağı ( 5.193 metre ) eteklerinden doğan Enguri Nehri'nin hemen yanıbaşında kurulmuş. 2.200 rakımlı köy, 1996 yılında Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmış. 

Ushguli, Svan dilinde " Korkusuz Kalp " demekmiş. Hâlâ orta çağda yaşamaya devam eden köydeki taş evler ve Svan kuleleri, kurulduğundan bu yana neredeyse hiç değişmemiş. 

Zaman kavramını unutturacak kadar fantastik düşündüğüm bu köyün fotoğraf ve yorumlarıma geçsem iyi olacak. ☺

Sabah 9:00'da kaldığımız Mestia Kasabası'ndan 46 km. mesafedeki Ushguli Köyü'ne, ekibimizin 6 kişilik üyesiyle kasabada kiraladığımız 4x4 çeker araçla yola çıktık. İki arabanın yan yana zor geçtiği toprak yola gelene kadar, yayla ve dere kenarlarında gördüğümüz küçük Svan köyleri de, durup fotoğrafladık. Bir sağa, bir sola savrularak gittiğimiz yolun son 10 km.si epey dar ve virajlıydı. Bir tarafı uçurum olan, yer-yer heyelandan kaymış toprak yolun, öylesine oyulmuş tünellerden de geçerek 2 saatlik yolculuğumuzun sonunda köye varabildik.

Günlerdir heyecanla görmeyi beklediğim Ushguli Köyü, sonunda bir mücevher edasıyla karşımıza çıktı. Ne yolun bozuk oluşu, ne dağlardan yola inen şiddetli akan suları, ne tünelleri, ne Gürcü kaptanımızın yolun ortasındaki ineklere çekilmeleri için " hööooğğhht " diye aracın içinden habire bağırması...Bir anda hepsini unuttum köyü görünce. Tee köyün yakınına geleceğim de, görmeden döneceğim. Olacak şey mi, olmaz tabii ki.😄

Gürcü kaptanımızla buluşma saatimizi ( Köye araçla girilmiyor, girişe parkediliyor. ) belirledikten sonra başladık köyü dolaşmaya. Hâlâ işlevini sürdüren eski Sovyetler'den kalma askeri araçlar burada da karşımıza çıkıyor. Ciddi bakışlı Svan kadının el-kol hareketleriyle ve söylenerek fotoğrafının çekilmesini istemediğini anladığımda hemen kafamı eğerek telefonumu başka yöne çevirdim.  

Köşeyi döndüğümüzde bir anda karşımıza çıkan inekler...Az kalsın burun-buruna geliyorduk. Gürcistan'da ne kadar inek ve domuz gördüysem hiç birinde çoban görmedim. Duyduğuma göre sabah ahırdan çıkıp kırlarda dolaştıktan sonra akşam olunca kendi başlarına geri dönerlermiş. 
İneklerin rahatça dolaşmasından oluşan çamurlu gübrelere basmamaya özen gösterdik. Düşünsenize, o gübreli ayakkabılarla bindiğimiz aracın içindeki kokuyu...☺

Bu karede ilgimi çeken kapının dışında, taş duvardaki kendiliğinden yeşermiş bitki desem abartmış olmam sanırım. Nehir ve dere kenarlarından aldıkları, yaz ayını soğuk, kış ayını sıcak tutma özelliğine sahip kayrak taşından yapılan yapılara hayranlıkla baktım. Genellikle kapılar hem alçak hem de kemerliydi. 

Köyün bir kaç yerinde gördüğüm küçük ve şirin kafelerde karnınızı doyurup içecek de içebilirsiniz. İsterseniz Svanlar'ın pansiyona çevirdiği evlerinde kalabilir, vadi içinde yürüyüş yapabilir, orta çağdan kalma Svan kültürüne ait eşyaların olduğu müzeyi ziyaret edilebilirsiniz.
Bu görseldeki 12. yüzyıla ait yapıların mimarisine dikkatle bakarsanız, harçsız taş duvarlarının üzerindeki çatılarının da kayrak taşıyla döşendiğini görebilirsiniz. 

 Gürcistan'ın altın çağı döneminde krallığı yöneten Kraliçe Tamar ( 1184 - 1213 ) adına inşa edilen savunma kulesi ile yanındaki kilisenin olduğu köye hakim tepeye çıkmanızı tavsiye ediyorum. Oradan ( fotoğraftaki tepe ) köyün dört yerleşimini rahatlıkla görebilirsiniz.

Bu kareyi paylaşıma koyarken ne yazacağımı bir türlü bulamadım. Her şeyleri doğal ya, tuvaletler de doğal tabii. Evlerin bahçelerinde ve sokak aralarında olan tuvaletler, değişime uğramadan olduğu gibi kullanılmaya devam etmiş. 

 Bir karede dört fotoğraf...Buzullarla kaplı Shkhara Dağı, dağın eteklerinde doğan Enguri Nehri, otantik Ushguli Köyü ve yemyeşil çayırlar...Sanki bir film sahnesindeymişim gibi hayal ötesi. Kuleleri saymaya çalıştım ama bir türlü bitiremedim saymayı. Hemen-hemen her evin yanında kule vardı. Sonradan öğrendiğime göre de 200'den fazlaymış kuleler. Haa bu arada, Shkhara Dağı'nın zirveleri Gürcistan ile Rusya'nın sınırını oluşturuyormuş. Kollarımı uzatsam neredeyse dağa dokunacakmışım gibi çok yakın görünüyor.☺

Fotoğraf için sevgili Şeyda hanıma çok teşekkür ediyorum. 

Ushguli Köyü'ne gelmeye karar verirseniz, tee uzaktaki Murgmeli yerleşim yeri karşılar sizi. Sağ taraftaki bozuk yoldan gelerek köye ulaşırsınız. Mestia Kasabası ile Ushguli Köyü'n bağlantılı olduğu tek yoldur aynı zamanda. Fotoğrafta gördüğünüz dev kuleli yerleşim yerinin adı da Chazhashi...Yılın 6 ayı karlar altında kalan köyün hem Mestia hem de dünyayla bağlantısı kesilirmiş. 

İki yerleşim yerinin ortasında, bölgeye hakim küçük tepede çekilen bir önceki karede, yüzümü vadinin devamına çevirmiştim. Bu kare ise vadinin başlangıcı oluyor. Öndeki yerleşimin adı Chvibiani, arkadaki ise Zhibiani... İhtişamlı görüntüsü insanı mest edecek kadar muazzam Shkhara Dağı, sanki en güçlü benim der gibi... Büyüleyici görüntüden, 9. ve 13. yüzyılları arasında tüm Svan köy evlerinin yanı başında, hem düşmana hem de aileler arasındaki kan davasına kadar giden çatışmalara karşı savunma amaçlı kurulmuş, boyları 25 metreye varan dev kulelere ve evlere bakışlarımı çevirdiğimde kendimi bir anda orta çağa ışınlanmış hissettim. Zamana karşı direnen yorgun kuleler; günümüzde, giriş katlar ahır, diğer katlar ambar olarak kullanılıyormuş.

Taşların düzgün bir şekilde harçsız dizilişi, orta çağın tüm izlerini taşıyan kapının çengel haline gelmiş metallerle tutturulmuş hali...Bir an kapıya nazikçe vursam, tokmağı tutsam, içeri buyur edilsem...Yana-yakıla çok merak etsem de yapamadım tabii. Valla Svanlar öyle çok ciddiler ki, ee haliyle insan biraz çekiniyor. Eşimle hep konuşuyoruz Ushguli Köyü hakkında. Bir daha gider miyiz diye...Gidersek kalalım bir gece köyde diyoruz. Umarım yine gitmek nasip olur. 

Moğollar, Persler, Araplar, Osmanlılar tarih boyunca ordularını Gürcistan'a göndermiş ama Svan halkının, Kafkas Dağları'nın dar kanyonları arasında gizlenmiş yurdu, Ruslar'ın 19. yüzyıl ortalarında bölgeyi denetim altına alana dek fethedilmemiş. Sokakları dolaşırken ciddi bakışlı
Svan halkının fotoğraflarını da çekmeyi ihmal etmiyorum tabii. ☺

İnekler kadar pembe domuzlar da hep çıkıyor karşımıza. Domuzların böyle sevimli olduğunu bilmiyordum. Hiç saldırgan değiller, bilakis evcil göründüler bana. 

Jgrag ( St. George ) Şapeli Kapısı-Ushguli Köyü

Köyde epey kilise ve şapel vardı. Bir çoğunun geçmişi 12. yüzyıla kadar gidiyormuş. Neye hayret ediyorum biliyor musunuz...Tee yüzyıllar önce bu bölgede inşa edilen kuleler, evler, şapel ve kiliseler, savaşlara ve afetlere inat dimdik ayakta kalabilmişler. Yorgun bekçi misali görsel şölen sunan taşın ve tarihin vücut bulmuş dev kulelerin arasında, ben de varım diyen şapelin kapısındaki oyma insan figürlerinden anladığım kadarıyla savaşçıların ve azizlerin betimlemesi yapılmış. 
 
Svan Kadını ve Çocuk

Svanlar; kutlama, şarkı söyleme, yas tutma ve ailenin namusunu koruma konularında hala örf ve geleneklerine bağlıymış. Öğrendiğime göre başka hiç bir yerde orta çağ Avrupa'sının töre ve geleneklerini sürdüren bir yer yokmuş. 

Svan çocuk ve sevgili eşim...☺

Vee sevimli mi sevimli Svan çocukları...Önce soğuk davrandılar bize, evden çıkan anneleri bir şeyler söyleyince, tavırları hemen değişti. 😊
Köyde, yaklaşık 200 kişi yaşıyormuş ve küçük bir okul da varmış.

Svanlar, göç etmeden kültürlerine, dillerine, örflerine sahip çıkarak rakımı yüksek dağlarda medeniyetten uzak yüzyıllardan beridir yaşamışlar.

Ushguli Köyü-Chvibiani Ortodoks Şapeli

Köy içinde yer alan şapelin yapımı, 12. yüzyıla kadar uzuyormuş. Svaneti Bölgesi'nin kalbi sayılıyormuş. Ortodoks olan Svanlar'a Hıristiyanlık, 6. yüzyıl civarında ulaşmış. Gürcüler, tehlikeli dönemlerde güvende olsunlar diye ikona, mücevher ve el yazmalarını dağlardaki kilise ve kulelere göndererek Svaneti'yi eski Gürcü kültürünün deposuna çevirmişler. Svanlar da bu koruma görevini üstlenmişler.
İncil okuyan Svan kadını rahatsız etmemek için sessiz olmaya çalıştık. 

Gördüğüm kadarıyla köydeki her evin bahçesinde atlar vardı. Bölgenin geçit vermez sarp ve dik dağlık oluşu, Svanlar için atlar, en güvenilir ulaşım aracı olmuş. 

   Ushguli Köyü'ne gitmeye karar verirseniz kesinlikle sabah saatlerinde gidin derim. Sokaklarını dolaşırken bir kaç turist ve Svan dışında köy sessizdi. Biz gezimizi bitirip de kararlaştırdığımız saatte ( 13:00 ) dönüş yoluna geçtiğimizde turistlerin yoğun olarak gelmeye başladıklarını gördük.
 Gürcistan gezisine katılmaya karar vermeseydik Mestia bölgesini ve Ushguli Köyü'nü görmeyecektik. Fırsat ayağınıza geldi mi, asla kaçırmayın. Ötelemeyin. Elbette şimdi pandemiden dolayı bir yerlere pek gidilemiyor. 2018 yılında gittiğimizde pandemi yoktu. İyi ki gitmişiz diyorum hep. Neyse, umarım bir an önce dünyamız bu pandemiden kurtulur.

Ushguli Köyü'nü görme isteğimi kırmayan rehberimiz İsmail beye ve Yudosk ailesine sonsuz teşekkürler...
Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Sağlık, sevgi ve doğayla kalın. ☺


2 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsınız.Resimler de çok güzel.Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli katkınıza çok teşekkür ediyorum. Rica ederim, ne demek...
      Beğenmenize memnun oldum. :)

      Sil