nazlitoac.blogspot.com

23 Aralık 2022 Cuma

Göğe Uzanan Dağlar Ülkesi Kırgızistan-1

 Kırgızistan Kültür ve Doğa Gezisi-1

Tanrı Dağları-Kırgızistan 

Efendim; Orta Asya'nın tam ortasında bulunan, denize kıyısı olmayan, dorukları buzullarla kaplı Tanrı Dağları'nın hayat verdiği, yaklaşık 500.000 mısradan oluşan dünyanın en uzun Manas Destanı'nın doğduğu, atalarımızın topraklarına 2019 yılında gittiğim Kırgızistan hakkında önce kısaca bilgi vermek istiyorum. 

Tarihi İpek Yolu'nun geçtiği Kırgızistan, bağımsızlığını 1991 yılında Sovyetler'in dağılmasıyla elde etmiş.

Para birimi Som olan ülkede resmi diller Kırgızca ve Rusça...

Öğrendiğime göre ülkede okuma-yazma oranı %98...

Gördüğüm kadarıyla doğanın ve geleneksel yaşamın bozulmadan kalan dünyanın ender ülkelerinden biri...

Akarsu ve göller bakımından oldukça zengin olan ülkede, yaklaşık 3.000'e yakın irili-ufaklı göl bulunuyormuş. 

Kırgızistan'da 5 iş gününden fazla kalacaksanız, Devlet Kayıt Hizmetleri Bürosu'na pasaportunuzla gidip kayıt olmanız gerekiyor. Kayıt işlemi yaptırmazsanız ülkeden çıkışta sorun ( sınırdışı edilme, para cezası, gözaltına alınma gibi ) yaşanıyormuş.

Elimden geldiğince hem araştırmalarım ve gördüklerimle hem de yerel rehberimiz Uzak beyin aklımda kalan anlattıklarıyla tertemiz, olağanüstü doğaya sahip bu ülkede çektiğim fotoğraflarıma kısaca notlar ekledim. 

Chuy Bölgesi-Krasnyy Most Köyü-Kırgızistan 

Bişkek-Manas Havalimanı'na direkt uçuşla tam 4 saat 10 dakika süren uçak yolculuğumuzun sonunda buluştuğumuz ekibimizle önce harika bir restoranda kahvaltı yaptık. Yeni ülke görmenin heyecanıyla restoranın fotoğrafını çekmeyi unuttum.☺️

Kahvaltı sonrası ihtiyaç molası verdiğimiz yol üzerindeki tesisin olduğu yerde çektim bu kareyi. Uzaktan görünce hortumu elinde, bahçe sulanan bir tabela sandım. Yakınına gelince o kadar çok güldüm ki...hiç böyle etkili uyarı tabelası görmemiştim.😄

Tamchi Köyü-Kırgızistan 

Çolpon-Ata şehrine giderken öğle yemeği için geldiğimiz pansiyon-restoran...Issık-Köl'e kıyısı olan köyden geçerseniz mutlaka uğrayın derim. 

Pansiyon odalardan birinin kapısı açıktı. Gördüğünüz gibi hem temiz hem de düzenli. Girişin sağ tarafında banyo vardı. Ayakkabıyla girilmediği için çekim yapamadım. Başımı uzatıp baktığımda orası da aynı şekilde temizdi. İki kişinin rahatlıkla kalabileceği bu köy ev-pansiyonu çok beğendim. 

Pansiyonu işleten ailenin çocukları bizi uğurlarken...Çok da güleryüzlüydüler. Bizi ağırlarken ne yapacaklarını şaşırdılar.☺️

Ruh Ordo Açık Hava Müzesi-Çolpon-Ata 

Kahvaltıydı, öğle yemeği derken, Bişkek'ten 262 km. mesafeli Çolpon-Ata şehrindeki Ruh Ordo Açık Hava Müzesi'ne yaklaşık 8 saat sonra gelebildik. 

Müze, 2002 yılında Issık-Göl'ün kıyısında kurulmuş. Müzede, Kırgız dağ ve bozkırlarında bulunup getirilen en az 2000 yıllık mezar taşları, Budist, Katolik, Ortodoks, Müslüman ve Yahudi kültürünü eşit büyüklükte ayırım yapmaksızın tasvir eden tapınakları görebilirsiniz. " Ayrı yollardan gidiyor olabiliriz ama tüm yollar Yaradan'a çıkar " denilmek istenmiş. 

Cengiz Aytmatov Müzesi 

Ruh Ordo Açık Hava Müzesi'ne girişten sağ tarafa yöneldiğimizde, halkının içine düştüğü zor koşulları eserlerinde muazzam bir şekilde anlatan, edebiyat dünyasının gelmiş-geçmiş en büyük devlerinden ünlü yazar Aytmatov'a ithafen yapılmış sade ama etkileyici müze de çıkıyor karşımıza. 

Cengiz Aytmatov Müzesi 

Müzeye girdiğimizde Aytmatov'un portresi olmak üzere hikayelerini tasvir eden büyük boy tablolarla karşılaştık. Bunlardan biri de Kırgız geleneklerini, toplum ve evlilik kurallarını, aşkı, savaşa gidenlerin geride bıraktıklarını bir çocuğun gözünden anlatan hikaye kitabı " Cemile " yi tasvir eden yağlı boya tablo...Dünyanın en güzel aşk kitabı tabir edilen bu hikayeyi kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. 

Cengiz Aytmatov Müzesi 

Aytmatov'un " İlk Öğretmen " hikayesinin tasvir edildiği yağlı boya tablosu...

Okuduğum kitapların özetini pek yazmayı sevmem ama etkilendiğim bu hikayeden alıntı paylaşmak istiyorum. 

On beşine yeni basmış bir kızken kara ruhlu yengesi tarafından zorla kuma olarak evlendirilen Altınay'ın kaçarken söylediği sözleri okuduğunuz da eminim yüreğinize dokunacak.

" Kuma! Bu sözcükten tiksiniyorum. Hangi karanlık çağda, kim düşünmüştü bu iğrenç sözü? Ruhuyla, gövdesiyle köle olan ikinci kadının durumundan daha aşağılık ne olabilirdi? Ey mutsuz kadınlar! Ey, insanlık onurlarını yitirmiş, aşağılanmış, sefilce yaşamış kadınların ruhları, kalkın mezarlarınızdan! Kalkın ey acı çekmiş zavallılar, o çağların karanlığı sizinle birlikte silkinsin! Yazgısı sizinkinin aynı olan sonuncu kuma söylüyor bunu size!..."   

Cengiz Aytmatov Müzesi 

Salonun tam ortasına konmuş toplantı masası...Ülkeye yabancı devlet insanları geldiğinde burada toplantı yapılıyormuş.

Ruh Ordo Açık Hava Müzesi

Gururlandığım eser, Mustafa Kemal Atatürk Heykeli...Tee dünyanın bir ucunda görünce nasıl da mutlu oluyor insan.
Tıptan edebiyata, bilimden siyasete kadar nice alanda dünyaya ismini kazandırmış ünlü kişilerin heykellerinin de bulunduğu bu müzeyi çok beğendim. 

Ruh Ordo Açık Hava Müzesi

Müzeden çıkmak üzereyken karşılaştığımız gelinle damadın geleneksel kıyafetli yakınları...Gelin ile damadın fotoğrafını çekmek için izin istedim, vermediler. Ama yakınları poz bile verdi. Gerçekten harika görünüyorlar. 

Issık-Köl ( Issık-Göl )-Kırgızistan 

Issık-Göl'e yaklaşırken yol kenarına dizilmiş dükkanların önünde deniz malzemeleri görünce sanki Akdeniz sahillerine gelmişim gibi hissettim bir an. Kumsallarında şemsiye ve şezlong, gölde yüzenler, su kaydırağı ve su sporları yapanlar...☺️

Hazar Denizi'nden sonra en büyük ikinci tuz gölüymüş. Yeraltı sıcak su kaynaklarından dolayı asla donmuyormuş. Bu yüzden ismi Issık-Köl, yani ılık göl imiş.
1653 metre rakımlı gölün alanı 6236 km2, uzunluğu ise 182 km.ymiş.

Karakol-Kırgızistan

Issık-Köl manzaralı yolu geçerek, geldik gece kalacağımız Karakol şehrinde ki butik otele. Ayakkabılarla otele girmek burada da yasak. Sahipleri ve çalışanları, sıcakkanlı ve güleryüzlüydü. Beklediğimden de temizdi odalar.

İlk yerleşenler, ellerini-kollarını siyaha boyayan toprağı nedeniyle bölgeye Kara-Kol ismini vermişler. 

Dungan Camii-Karakol

Hiç çivi kullanılmadan " çandı " yöntemiyle inşa edilen cami, insanı derinden etkileyen ihtişamı olduğu kadar ilginç bir yapıya da sahip.

Çin'de 19. yüzyılın sonlarında yapılan zulümlere dayanamayarak göç etmek zorunda kalan Dungan halkının isteği üzerine Çin asıllı mimar Zhou-Su tarafından 3 yılda, 1910'da inşa edilmiş. Bölgede yetişen kavak, karaağaç ve ladin ağaçları caminin yapımında kullanılmış. Bahçesi meyve ağaçlarıyla dolu olan bu tarihsel yapı, gördüğüm eşsiz yapılardan biriydi.

Dungan Camii-Karakol 

Caminin yanında yer alan maviye boyalı minare de ahşaptan yapılmış. Kubbesi köşeli ve en üstte de bir hilal bulunuyor. Bölgeye giderseniz Karakol şehrinin tarihsel yapılarını mutlaka görün derim. 

Holy Trinity Ortodoks Katedrali-Karakol

Kırgızistan'a gelmeden önce kısa bir araştırma yaparken öğrendiğim bu katedrali göreceğim diye ne büyük heyecan yaşadığımı hatırlıyorum. İnsanı kendine çeken cazibesiyle muazzam bir yapı...

Her ne kadar altın sarısı kubbeleri soğana benzetseler de ben bir baş sarımsağa benzettim. Kubbelerin en ucunda da haçlar var. Fıstık yeşili çatısı, pencere ve çatı altı süslemeleriyle yemyeşil bahçeye sahip katedral, 1872'de ilk yapıldığında taştanmış. 1890'da meydana gelen depremde yıkılınca yerine, katedralin tamamı ahşaptan yapılmış ve 1895'de de açılmış. 
Gittiğimizde pazar ayini yapılıyordu. Rahatsız etmemek için içeri girmedik. Gidişimiz keşke pazar gününe denk gelmeseydi. Bunca zaman geçti, hâlâ merak ederim içerisini.

Karakol Vadisi-Kırgızistan 

Sonunda bizi bekleyen kırlara, bayırlara kısacası doğanın kucağına attık kendimizi. ☺️
Yol boyunca gördüğüm bozkır ve çıplak dağlardan sonra karşıma yemyeşil ormanlık alan çıkınca epey şaşırdım açıkçası. 
 Araçlarımız bizi vadinin 2000 metre rakımında bıraktıktan sonra başladık yürümeye. 

Karakol Vadisi-Kırgızistan 

Dağlardan gelen buz gibi sulara aldırmadan yolumuza devam ettik. Kah yağmura yakalandık kah iri taşların üzerinden seke-seke geçtik. Görsel şölen sunan vadinin içlerine doğru yükselişe geçtikçe soğuk iyice kendini hissettirmeye başladı burada. Bu arada temmuz ayında gittiğimi de not düşeyim. ☺️

Karakol Nehri-Kırgızistan

Coşkulu akan Karakol Nehri boyunca yol aldık. Öyle gürültülü akıyor ki nehri göremediğimiz de bile sesini şiddetli duyuyordum. Bazı bölümleri sert çıkış da olsa keyfimiz yerindeydi.

Ayu-Tor Ryce Kampı-Karakol Vadisi-Kırgızistan 

12 km.lik yürüyüşümüz sonunda nihayet 2500 rakımlı kamp alanına varabildik. Önce, alanda bulunan yurt çadırında hazırlanmış atıştırmalıklar ve sobanın üstünde tüten çayla bir güzel karnımızı doyurduk. Gece uyuyacağımız, hiç kullanılmamış tertemiz çadırlarımız kurulduktan sonra çevreyi keşfe çıktık.

Ayu-Tor Ryce Kampı-Karakol Vadisi

İlk kez çadırda kalan ben...😊 Hangi duygularımı yazsam bilemedim. Önce darlıktan dolayı afakanlar bastı, yapacak bir şey yok, herkes nasıl kalıyorsa sen de kalacaksın diye-diye teskin etmeye çalıştım kendimi. Ne zaman ki kafa lambamı söndürüp benliğimi doğanın kucağına bıraktım, ondan sonra rahatladım.😄
Sabah erken kalktığımda ne soğuk hava ne de çiseleyen yağmur kalmış. 10 saat içinde iki mevsimi yaşadım adeta. Gecesi kış, sabahı ilkbahar...Herkes uyurken kısa bir yürüyüş de yaptık sevgili eşimle. Hatta yurt çadırında ki sobayı yakmaya bile yardım ettik.☺️

Ayu-Tor Ryce Kampı-Karakol Vadisi-Kırgızistan 

Yürüdüğümüzde çektim bu kareyi. Bu görüntü için buraya gelmeye değer.

Karakol Vadisi 

Vee çıktığımız vadinin aynı rotadan geri dönüyoruz. Önce ki gün burası yağmur bulutlarıyla kaplıydı. Şanslıyız ki hem soğuk hava yok hem de güneşli...Muhteşem bir manzara...☺️

Karakol Vadisi 

Kampa çıkarken gördüğümüz atlar, nehrin uzak tarafındaydı. Fazla çekim yapamamıştım o zaman. İnerken tekrar onları göreceğimi hiç düşünmemiştim.
Yüzyıllardır göçebe hayatı yaşayan Kırgızlar'da at, çok büyük önem taşıyor. Binmenin dışında etinden ve sütünden de yararlanıyorlar. 

Issık-Köl-Kırgızistan 

Karakol Vadisi yürüyüşümüzden sonra geldik Issık-Köl'de ki Bel-Tam Yurt Kampı'na. İnanın, son 24 saat içinde tüm mevsimleri yaşadım desem yeridir. Ya kat-kat giyinsem de üşüdüm ya da ince giyinsem de terledim. 

7000 metreyi geçen zirveleriyle Tanrı Dağları tarafından kuşatılmış göl, kimilerine göre Tanrı'nın yeryüzündeki gözüymüş.
Dev efsane yazar Cengiz Aytmatov'a esin kaynağı olan gölün inanılmaz derecede tertemiz berrak suyu var. Kimimiz yüzmek için hemen atladı, kimimiz de benim gibi ayakları suda yürüyüş yaptı.☺️

Bel-Tam Yurt Kampı-Issık-Köl

Ertesi sabah gün doğumunda çektim bu kareyi. 4'er kişilik yurt çadırlarına ayakkabıyla girmek burada da yasak. Kırgızistan'a gelmeden önce endişe ettiğim bir konuydu temizlik. Oradayken anladım ki hiç de endişe edilecek konu değilmiş. Yorgan, çarşaflar, yastık ve döşeme pırıl-pırıldı. Hatta görevli kızlar, biz içindeyken yenilerini getirip yer yatağını donattılar. Hem sohbet ettik hem de beraber serdik.

Kırgızistan Kartalı

Kırgızlar, kartala " bürküt " avcıya da " bürkütçü " derlermiş. İnsanlık tarihi kadar eski olan avcılık kültürü, Kırgızistan'da hâlâ sürüyormuş. 

Kartallar, 4-5 aylıkken yuvalarından alınıp eğitiliyormuş. Bürkütçülerin tercihi dişi kartallardan yana oluyormuş. Çünkü erkeklere göre daha zeki ve eğitime yatkınmışlar.

Kartalla avcılık gösterisi izledikten sonra oradan ayrıldık. 
Fotoğrafımı çeken sevgili eşime çok teşekkür ediyorum. ☺️

Efendim; elbette Kırgızistan gezim bu kadarla sınırlı değil. Hepsini tek albüme sığdırmam mümkün olmadı. Devamını albümler halinde paylaşmak istiyorum. Umarım en kısa zamanda yazar, paylaşırım.
Sayfamı ziyaret edip okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Sevgi ve doğayla kalın.



15 yorum:

  1. Gitmeye gerek duyurmayacak bir yazıydı, aktı gitti. İştah açtığı da kesin ancak yolculuğun kendisini de seven biri olarak evvel zaman öncelerde olsa göze alırdım da şimdilerde okumak yeterli oluyor, üstelik anlatıcının coşkusu ve elbette fotoğrafları gitmişim ve oradaymışım duygusunu fazlası ile veriyor. Hatta bir başka, üçüncü bir kişiye anlatsam yazıdan edindiğim bilgileri, gidip gördüğüme inandıracağım kesin ki üstelik gezinin devamı da var, heyecanla bekliyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. O hissi verebilmişsem ne mutlu bana. Okumakla kalmaz umarım Kırgızistan'ı görme fırsatınız olur. Gezimin gerisini de en kısa zamanda toparlamaya çalışacağım. Sağlıcakla kalın. :)

      Sil
  2. Kırgızistan gezinizle ilgili paylaşımınızı okudum ve fotoğrafları inceledim. İmkan ve fırsat bulursam, ben de Kırgızistan'ı ziyaret etmeyi ve görmeyi çok isterim. Bu güzel paylaşım ve tanıtım yazınız için çok teşekkür ederim. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paylaşımımı okuyup incelediğiniz için sonsuz teşekkür ediyorum Recep Bey. Umarım Kırgızistan'a gitme fırsatınız olur. Zira el değmemiş topraklarına ve geleneklerine bağlı ender ülkelerden biri. Gidecek olursanız size tavsiyem, oraları daha iyi anlayabilmek ve özümsemek adına Cengiz Aytmatov'un kitaplarından okuyup gitmeniz.
      Sizin de gönlünüze, okuyan gözlerinize sağlık olsun. Güzel günler diliyorum.

      Sil
  3. Ne güzel bir gezi olmuş. Dağ manzaralarına ayrı bayıldım, katedrale ayrı. :) Gidip görmek aklıma bile gelmeyen bir yeri aklıma soktunuz şimdi bakalım belki iş seyahati nasip olur. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum. Kırgızistan, kültürü ve doğasına hayran kaldığım muazzam bir ülke. Temennim, ülke hep böyle bakir kalsın. Hiç bozulmasın.
      Umarım size de gitmek nasip olur. Mutlu günler diliyorum size.

      Sil
  4. Çok iyi bir gezi olmuş hocam bizde sayenizde gezmiş gibi olduk kolay gelsin Allah'a emanet olun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum hocam. O hissi verebilmişsem ne mutlu bana. Gerçekten de unutamadığım güzel bir gezi oldu benim için. Siz de Allah'a emanet olun. Mutlu günler diliyorum size.

      Sil
  5. Hem kültür, hem de doğa gezisi olması açısından bir kat daha keyifli olmuştur. Ata toprakları görmeyi çok istediğim yerlerin başında geliyor.. Unutmadan uyarı tabelası bugüne kadar gördüğüm en etkili uyarılardan:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli yorumunuza çok teşekkür ediyorum. Doğa ile kültür gezisinin bir arada olduğu geziler gerçekten de daha keyifli oluyor bizim için. Bir de grup uyumluysa çok daha iyi oluyor. ☺️
      Umarım size de kısmet olur oralara gitmek. Eminim büyük keyif alacaksınızdır.
      O uyarı tabelası gibisini de hiç görmedim. Fotoğrafa baktıkça hâlâ da gülerim.☺️
      Mutlu günler diliyorum size.

      Sil
  6. Bence etkili oluyordur. Etrafında kimseyi görmedim zira.:)

    YanıtlaSil
  7. Bir gün gezeceğim ben de buraları, hep merak ettim nerelerden gelmişiz :) kartal çok güzel, tabela da çok hoş :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Bey, umarım gidersiniz. Ata yurtlarımızı, bakir kalmış toprakları hâlâ bozulmamışken, kültürünü korumuşken gidip görmek lazım. Bir sonraki yıl da diğer ata yurdumuz Özbekistan'a gidecektik. Hatta uçak biletlerini de almıştık. Maalesef covid-19 yüzünden gidemedik. Sağlık olsun diyoruz artık.
      Evet, kartal çok güzel ama biraz ürktüm tabii. Ne de olsa ona göre yabancı sayılırım. Öyle de ağırdı ki zor kaldırmıştım.☺️
      İlk kez öyle uyarı tabelası gördüm. Baktıkça hâlâ gülerim.☺️
      Değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.
      Selam ve saygılar...

      Sil
  8. Doğal yerlere, dağ, göl, vadi kısımlarına bayıldım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok sevdim oraları. Müthiş doğasına bayılmamak mümkün değil. Umarım yolunuz o taraflara düşer. :)

      Sil